İkizler Birbirlerini Kıskanır mı?

İkiz çocuklar hakkında en merak edilen konulardan biri birbirlerini nasıl görüp yorumladıklarıdır. İkiz olanların en sık rastladıkları yorumlar şunlar olabilir: “İkizine baktığında aynaya bakıyor gibi hissetmiyor musun?”, “Ah ben ikizim olmasını asla istemezdim, nasıl paylaşırdım her şeyi!” veya “Anneniz sizi karıştırıyor mu?”

Bu sorulara daha onlarcasını ekleyebilirim; hem bir uzman hem de bir ikiz teki olarak. Ama esas değinmek istediğim konu ikizlerin arasındaki kıskançlık duygusu. Acaba sahiden de dışarıdan göründüğü gibi “her şeyi paylaşmak” onları rahatsız eder mi?

İkizlerin anne karnından başlayarak sürekli bir paylaşım içinde oldukları doğrudur. Anne karnını, anne sütünü, ailenin ilgi saatlerini, ranzanın katlarını.. sürekli paylaşırlar. Fakat bu paylaşım, ikiz kardeşler arasında kıskançlık gibi olumsuz bir duyguya dönüşmek zorunda değildir. Bu konuda en önemli görev ebeveynlere ve çocukların içinde bulundukları sosyal çevreye düşmektedir.

İkiz çocukların kişilik özellikleri, beğenileri çoğunlukla birbirinden farklıdır. Hatta çevrenin de bu konudaki katkısı çok belirgindir. Daha ilk gördüklerinde hemen sorarlar: “Hangisi uslu, hangisi yaramaz?” İşte en tehlikeli tutum, ikizleri sınıflandırmaktır. Yani kişilik özelliklerini ayırarak uslu olan, yaramaz olan; söz dinleyen, mızmız olan gibi ayrımların yapılması zaman içinde çocukların da kendilerine yapıştırılan bu etiketlere uygun davranmasına yol açar. Kıskançlığın başlangıcı da bu noktadır. Eğer çocuklar birbirlerini yapmak istedikleri bir davranışın önündeki engel olarak görürse aralarında rekabet oluşur, hatta zarar verme davranışına dahi girebilirler.

Ailelerin ikiz çocuklarını birbirlerinden bağımsız iki birey gibi düşünmeleri önemlidir. Onlar bu bağımsızlığı vurguladıkça çocuklar da birbirlerini rakip veya engel olarak görmekten ziyade hayatın her anını paylaştıkları büyük bir destek olarak görmeye başlarlar.

Unutulmamalıdır ki, doğa zaten onlara birlikte olma içgüdüsünü vermiştir. Eğer aileler bu doğallıkla uyumlu davranırlarsa büyük kıskançlık krizlerinin olması beklenmemektedir.

Uzm. Klinik Psikolog Cemre Soysal