İyi Eğitim Sistemi Nasıl Olmalı?

İyi eğitim sistemi nasıl olmalı?

İyi eğitim sistemi nasıl olmalı sorusu pandemi döneminde daha da önem kazandı. Bu soru beraberinde şu soruları da sormayı gerektiriyor: Daha iyi bir eğitim için neler yapılabilir? Kaliteli eğitim nasıl olmalı? Çocuğunuzun nasıl bir eğitim almasını istersiniz?

Son bir yılda tüm normalimiz değişti. Sokaklara çıkma kısıtlaması geldi. Restoranlar, kafeler kapandı. İnsanların birbirleriyle temas edebileceği her koşul kısıtlandı. Elbette bu durum eğitim de yansıdı. Okullar kapandı, artık çocuklar okulda değil de uzaktan eğitim alıyor.

Okulda eğitim her zaman için uzaktan eğitimden daha iyi bir seçenek. Çocukların okul ortamından, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden uzak olmaları aldıkları eğitimin kalitesini etkiliyor. Üstelik her çocuk uzaktan eğitime aynı şekilde erişemiyor. Fırsat eşitsizlikler çocukların eğitimden geri kalmalarına sebep oluyor. Aynı sınıftaki iki çocuk farklı koşullarda uzaktan eğitim alıyor. Bu da seviyelerinin farklılaşmasına sebep oluyor.

Fakat bunlar yeni sorular değil. Sadece pandemiyle birlikte daha görünür hale gelmiş oldular. Okullar tekrar açıldığından iyi eğitim sistemi nasıl olmalı sorusu hakkında düşünmemiz gerekecek. Çünkü çocuklar kaliteli eğitim alabiliyor mu sorusu önemini koruyor.

İyi eğitim sistemi

Daha İyi Eğitim Sistemi Nasıl Olmalı?

Pandeminin ortaya çıkardığı ilk şey eğitimin herkes için farklı gereklilikleri olduğu. Bazı çocukla okuldan uzakta olmaktan kötü etkilenmezken, diğerleri okula dönmeyi dört gözle bekliyor. Bazı çocuklar okul imkanlarına hihtiyaç duymayacak durumdayken, diğer çocuklar imkanlardan mahrum kaldılar. Bu sebeple sorulması gereken soru şu: Okullar yeniden açıldığından, eğitimi farklı örğenciler için farklı ihtiyaçlara yönelik hale getirebilir miyiz?

Pandeminin ortaya çıkardığı ikinci sonuç ise eğitim sistemi hakkında konuşma ihtiyacı. Ebeveynler, çocuklar ve eğitimciler eğitim hakkında daha fazla konuşmaya başladılar. Uzaktan eğitim, eğitimdeki eksikleri daha iyi görmemizi sağladı. Bu sebeple eksiklerin nasıl giderilebileceği hakkında daha fazla düşünmeye başladık.

Finlandiya Eğitim Sisteminde Düzenleme Yapacak

Okullar Nasıl İyileştirilir?

Ortaya çıkan sonuç ise okulların daha insani bir yer haline getirilmesi gerektiği. Eğitimciler ve çocuklar okulda sürekli bir telaş içindeydi. Yetiştirilecek projeler, ödevler, geziler… Peki bunlardan geriye zaman kalıyor mu? Pek sayılmaz. Oysa ebeveynler ve eğitimciler arasında daha fazla iletişim olmalı. Çocukları hakkında ebeveynlerle sürekli iletişim halinde olmak okulun farklılaşasını sağlayabilir. Bu, okulun daha insani hale getirilmesinin ilk aşaması olur.

Okulları daha insani hale getirmenin bir başka adımı, okulların daha geç başlamsı olabilir. Sabah çok erken vakitlerde okula giden çocuklarda stres bozukluğu olabiliyor. Çocuklar daha fazla uykuya ihtiyaç duyduklarından okulda yorgun hissedebiliyorlar. Çocukların hava daha aydınlanmadan okula getirmekten vazgeçmek okulu çekici hale getirebilir.

Öğretmenlerle öğrencilerin güçlü ve sıcak bağlar kurduğu bir eğitim sisteminden daha iyisi olabilir mi? Öğrenci üzerinde otorite kurmak öğretmen için bir gereklilik olabilir. Fakat gerçekten öyle mi? Bunun tek yolu sert davranmak mı? Sevdiğimiz kişilere daha uyumlu davranırız. Bir öğretmen kendisinden korkutmak yerine, kendisini sevdirmeyi denemeli. Bunun için ders dışı sohbetlere de girebilirsiniz. Çocukların ilgi alanlarıyla ilgilenmek, onlarla ülke ya da dünyada olup bitenler hakkında konuşmak güçlü bağlar kurmaya yardımcı olabilir.

Diğer yandan ders dışı ilgiler çocukların da güçlenmesini sağlar. Maine’deki Casco Bay Lisesi öğrencilerinin hazırladığı şarkı bunun en iyi örneklerinden. “Dünyayı Daha İyi Hale Getir” projesi için ülkenin çeşitli şehirlerinden 34 farklı çocuk çeitli aletlerle müzik yaptı. İşte muhteşem sonuç:

Okullar farklı bir eğitim modeli de deneyebilir. Örneğin günde 8 derse girmek yerine daha az ders, daha fazla etkinlik yapılabilecek bir modele geçilebilir. Böylece öğretmenler öğrencilerle daha fazla ilgilenebilecek zamanı da bulabilirler.

Tüm bunların yanı sıra öğretmenlerin koşullarının iyileştirilmesi de eğitim açısından çok önemlidir. Çünkü daha konforlu çalışma koşullarında erişen bir öğretmen çocuklar için de daha verimli hale gelecektir. Bu anlamda öğretmenlerin koşullarının iyiyleştirilmesi çocukların da daha iyi koşullarda eğitim almalarının yolunu açar. Öğretmenlerin fiziksel olarak kendilerini güvende hissetmeleri gerekir. Desteğe ihtiyaçları vardır, çalışmalarının tanınması ve onurlandırılması gerekir. Başarılı olmalarını mümkün kılan çalışma koşullarına ihtiyaçları vardır. Daha iyi eğitim sistemi için tüm bunlar ciddiye alınmalı.

9 adımda kaliteli eğitim

9 Adımda Kaliteli Eğitim Nasıl Olmalı?

Eğitim araştırmaları yapan The Center on International Education Benchmarking (CIEB) eğitim performanslarını artırmak için şu ipuçlarını veriyor:

Okul Öncesinde Çocuklar ve Aileler Desteklenmeli

Okula sağlıklı bir şekilde başlayan çocukların öğrenmeye karşı daha meraklı ve hazır oldukları görülüyor. Çocuklarına erken yaştan itibaren destek veren ülkeler eğitimde daha başarılı.

Dünyayla Uyumlu, Gelişmiş Bir Eğitim Sistemi Oluşturulmalı

Eğitimde adından söz ettiren ülkeler, tüm öğrenciler için son derece gelişmiş, uyumlu ve talepkar bir öğretim sistemine sahip. Bu sistemler; performans standartlarını, müfredatlarını ve değerlendirme mekanizmalarını verimli şekilde bünyesinde topluyor. Bu sistem sürekli güncelleniyor.

Risk Altındaki Çocuklar Desteklenmeli

Eskiden sadece elit öğrencilerin sahip olduğu eğitim standartlarını, herkese sunmak şart. Dezavantajlı çocukların yüksek seviyede başarı yakalayabilmesi için, avantajlılara göre daha fazla kaynağa ulaşmaları gerekiyor. Bu imkanlar sağlanmalı.

Öğretmen Olma Koşulları İyileştirilmeli

Gelişmiş tüm ülkelerde öğretmen olma koşulları sürekli iyileştirilmektedir. Çünkü iyi öğretmen iyi bir eğitim anlamına gelir. Eskiden sadece avantajlı olanların iyi bir öğretmene erişebilme şansları olurdu. Oysa gelişmiş ülkeler bunu genele yayıyor. Böylece tüm çocuklar dah iyi bir eğitim alabiliyorlar.

İşlevsel Bir Sistem Geliştirilmeli

Başarılı bir eğitim sisteminde asla çıkmaz sokak olmaz. Her yol bir diğerine mutlaka bağlanır. Bir öğrenci istediğinde takip ettiği eğitim patikasını sürekli ileriye taşıyabilir. Sistem onu “Buraya kadar” deyip, başlangıç noktasına göndermez. Bu konuda gelişmiş bir sistem, öğrencinin geçmişte kaçırdığı yeterlilikleri yeniden alması için düzenlenmiştir. Bir öğrenci beyin cerrahı ya da mühendis olmak istiyorsa, ona göre kendine gerekli olan dersleri seçebilir.

Liderlik Programı Geliştirilmeli

Başarılı eğitim sistemleri, nitelikli eğitim yöneticilerinin ortaya çıkmasını ve yönetilmesini sağlayacak liderlik yapıları da geliştirir. Bu sistem farklı becerilere sahip okul liderlerini tespit eder ve onların gelişmesinde rol oynar. Dünya genelinde profesyonel yöneticilikle ilgili ne biliniyorsa, eğitim dünyasının lider ve yöneticilerinin de bundan faydalanması sağlanmalı.

Kaliteli eğitim

Etkili Bir Kariyer Sistemi Oluşturulmalı

Çocuklara üniveriste okumak tek seçenek olarak sunulmamalı. Bu, hem çocukların ümitsizliğe sürüklenmesine hem de sistemin nihayetinde tıkanmasına sebep oluyor. Çocukların daha iyi bir kariyer hedefi oluşturması için fırsatlar yaratılmalı. Birden çocuk seçenekleri olduğunu bilmeliler.

Eğitim Kurumları Arasında Kontrol Sistemi Oluşturulmalı

Tüm eğitim kurumları arasında koordinasyonu sağlayacak, yasaların uygulanmasında rol alacak, işleyen bir sistem hayati öneme sahip. Eğitimde önde gelen ülkelerde bu, işin başına seçimle gelen eğitim bakanlıkları tarafından yürütülüyor. Bu kurumlar sadece yasa koyarken değil, aynı zamanda bir problem olduğunda hesap verilebilirliği mümkün kılıyor ve güçlendiriyor.

Öğretmenler Sisteme Dahil Edilmeli

Hizmete alınan yeni öğretmenlerin gelişimi öncelik olmalı. Kariyer merdivenleri, öğretmenlerin yeteneklerini geliştirmesine izin vermeli ve farklı basamaklardan oluşmalı. Bu konuda bir kültür yaratılmalı. Organizasyonlarla bir bütün olarak okullarda sürekli gelişim sağlanabilmeli. Kariyerinde zirveye çıkan eğitimciler, sistemde sürdürülebilir bir şekilde diğer öğretmenlere mentorluk hizmeti vermeli. Bu öğretmenler, öğretim sistemleri ve metotlarında geliştirmeye ihtiyaç duyulan alanları belirlemeli. Çeşitli seviye, alan ve sınıflardan öğretmenler, uzman eğitimcilerle birlikte yeni ders tarzlarının geliştirilmesinde rol almalı.