Okula Yeni Başlayan Çocuklar İçin Ailelere Düşen Görevler

İzmir Ekin Koleji PDR Uzmanı, Eğitimci Rezan Turhan, yeni eğitim dönemi başlarken velilere, özellikle de çocukları okula yeni başlayan anne babalara çeşitli uyarı ve önerilerde bulundu. Okula yeni başlayan çocuklarda uyum sorunu yaşanabileceğine dikkat çeken Turhan, şunları söyledi:

“Her başlangıç, her yeni durum biraz da zorluk demektir. Çocuk söz konusu olunca zorluk biraz daha artabilir. Araştırmalar her 5 çocuktan birinin uyum güçlüğü yaşadığı yönünde bilgi veriyor. Buna ailenin heyecanı da ekleniyorsa zorluk biraz daha farklılık gösterebilir.

Uyum ile ilgili güçlüğün ilk belirtileri önce evde gözlemlenir. Ailenin yaklaşımı önemlidir. Çocuklar bu konuda anne babalarının duygularından etkilenirler. Sizin duygunuzu sezme yetenekleri çok fazladır. Önce kendi merakınız ve heyecanınızla baş etmelisiniz. Böylece çocuğunuzun bu konudaki duygu iletilerini daha rahat anlayabilir ve kabul edebilirsiniz. Çünkü okula hazırlıkta bedensel ve bilişsel (zihinsel) gelişimi kadar duygusal gelişimi de önemlidir, hatta önceliği vardır. Çocuğun kafasının karışık olması veya korkuları için geçerli nedenleri vardır.

Çünkü;
•Onu bekleyen yeni bir durum vardır ve o, bu konuda hiçbir bilgiye sahip değildir. Artık evden uzak bir yerde tek başına olacağının farkındadır, yaşayabileceği güçlüklerde ailesi yanında olmayacaktır.
•İhtiyaçlarını nasıl karşılayacaktır?
•Buradaki kuralları anlayabilecek ve onlara uyabilecek midir?
•Ailesinden özellikle de annesinden ayrılacaktır. Bir daha ona nasıl ulaşacaktır?
•Bu arada yapması gereken işler, çalışması ve başarması gereken dersler vardır; o, bu konuda başarılı olabilecek midir?”
Bütün bu sorunların çocuk için bir yük haline gelebileceğine dikkati çeken Turhan, bu durumda ailelere önemli görevler düştüğünü söyledi.

Turhan, ailelere düşen görevleri şöyle sıraladı:

“Anne babalar olarak “okul” konusunu çocuktan önce ve çok sık dile getirmeyin. Özellikle kaygılarınızı ( Örneğin öğretmeninin kim olacağı, ulaşımı, dönüş sorunu vb.) dile getiren tekrar konuşmalarını yapmayın. O sorduğu zaman açıklayıcı konuşmalar daha etkili olmaktadır.
•Onu dinleyin ve yaşadığı duygusunu anladığınızı ona hissettirin.
•Sorularını yanıtlayın, bilmiyorsanız sorup öğrenelim deyin.
•Çocuğunuzun okulunu görmesini sağlayın.
•Çocuğunuza nasihat içeren bilgiler vermemeye çalışın. Örneğin “Tuvalete gitmeyi unutma, yemeklerini bitir, öğretmeni iyi dinle vb.” Sık sık yapılan bu hatırlatıcı bilgiler onda yetersizim duygusu oluşturacaktır. Çoğunlukla kaygının kaynağı bu tür cümlelerdir.
•Çocuğunuzun okulu denemesini bekleyin. Sorunlarına onun penceresinden bakmaya çalışın. Çözümü onun bulmasına izin verin. Onu aşan konular dışında onun çözüm bulmasına önem verin. Çünkü bu durum onun kendine güvenini destekleyecek ve çözebiliyorum duygusunu yaşatacaktır.
•Anne baba çalışıyorsa, okul dönüşünde onu kimin alacağı bilgisini verin.
•Okullarda okul açılmadan uygulanan uyum programlarına çocuğunuzun katılmasını sağlayın.

Okul açıldığında kaygılar sürüyorsa;
•Onu dinleyin, duygusunu anlayın.
•Okula gitmeyi ertesi güne bırakma ( Yarın giderim.) önerisini kabul etmeyin. Okula gitmenin bir zorunluluk olduğunu ve bunu sizin değiştiremeyeceğinizi sakin bir şekilde anlatın.
•Okuldan geldiğinde yaşadıklarını sizinle paylaşmasının ortamını hazırlayın, siz de ona gününüzün nasıl geçtiğini anlatın.
•Arkadaşlarının kimler olduğunu öğrenin ve onlarla görüşmelerini sağlayın.
•Okulu, öğretmenini bilgilendirin, iş birliği yapın.”

Bu durumun okul ve ailenin iş birliği ile kısa sürede çözülebileceğini vurgulayan Turhan, uzayan uyum güçlükleri ile ilgili aşamalı uyum programları uygulanabileceğini sözlerine ekledi.