Karne alan öğrenciye nasıl davranılmalı? Okullar ne zaman açılacak bu dönem nasıl geçecek derken, sömestr tatili geldi çattı. Çocukları yarıyıl tatilinin yanı sıra karne telaşı da sarıverdi. Bazıları yıldızlı geçerken bazıları da bu karneyi aileme nasıl göstereceğim derdine düştü.
Yarıyıl tatiliyle birlikte yeniden gündeme gelen karne sendromunu, Uzman Psikolog Gülşah Yahşi ile konuştuk. Kötü karneyi düzeltmenin mümkün olduğunun; ancak çocuğun ruhsal dünyasında açılacak yaraları iyileştirmenin pek de kolay olmayacağının altını çizen Yahşi: “Her yıl olduğu gibi bu senede pek çok aile de karne ile ilgili sorunlar yaşanacak. Bu gibi durumlarda önemli olan çocuğun ruhunu incitmeden, ortada bir sorun var ise konuşarak düzeltmeye çalışmaktır.” şeklinde konuştu.
Karne Dönemi Değerlendirilme Kaygısını Beraberinde Getirebilir
Karne alan öğrenci, değerlendirilecek olmanın verdiği kaygıyı yaşar. Çünkü maalesef çoğu aile çocuğuna bir ‘yarış atıymış gibi’ davranır. Kötü karneyle ailesinden ‘kötü evlat’, ‘beceriksiz, işe yaramaz çocuk’, ‘arkadaşını bile geçemedin, ondan yüksek puan alamadın’ gibi geribildirim alacağını düşünen çocuklarda evden kaçma, karne notlarında değişiklik yapma veya intihar teşebbüsünde bulunma gibi davranışlar görülebilir. Çocuğun düşük notlarla dolu bir karne getirmesinin birçok nedeni olabilir. Bu neden araştırılmalı ve aile tarafından çocuğun ruhunu incitmeden halledilmeye çalışılmalıdır.
Çocuğunuzun Karnesini Görmeden Yorum Yapmayın
Çocuğunuzun karnesini görmeden, “Karnede zayıf görürsek eve gelme!”, “Notlar kötüyse sana bu yaz tatil yok!” gibi yanlış yaklaşımlar çocuğun benliğini, kişilik gelişimini zedeler. Çocuğunuzun yaşama sevincinin ve hayatı yorumlayışının, güvenilirliliğinin, saygılı olmasının, sosyal ilişkilerindeki başarısının ve sağlığının karne başarısından çok daha önce gelmesi gerektiğini asla unutmamalısınız. Bunun yerine “Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış, gösterebildiğin tüm gayreti göster” şeklinde bir yaklaşım çok daha doğru olacaktır. Çocuğunuzu sevdiğiniz ve onun yanında olduğunuz mesajını veren ifadeleri her fırsatta kullanmalısınız.
Kötü karneye sert tepki göstermek, diğer insanların yanında alay edip aşağılamak onu okuldan soğutabilir. Bu yaklaşım tarzı çocuğunuzla ilişkiniz için hiç de iyi olmaz. Onay, sevgi ve değer beklediği kişiler olarak, onu aşağılar, değersiz, işe yaramaz olduğunu hissettirirseniz size olan güvenini yitirebilir ve bu güvenememe hali çocukta kaygıya, öfkeye, kırılmışlığa yol açar. Bu duygular çocuğun yaşamında birçok şeyi olumsuz etkileyebilir. Özellikle 12-13 yaşlarında çocuklar için ailenin ve çevrenin onayını almak özgüven gelişimi için çok önemlidir. Bu nedenle karneler değerlendirilirken “Matematiğin 3. Aferin ama ben senin daha iyisini yapabileceğine inanıyorum” gibi teşvik edici ifadeler kullanılmalıdır.
Başarısızlık nedenleri, çocuğun onurunu zedelemeden iyi tahlil edilmelidir. Okuldan mı, aileden mi, öğretmenden mi dikkat eksikliği gibi yapısal bir takım bozukluklardan mı yoksa çocuğun ruh dünyasında sıkıntı oluşturan bir takım psikolojik nedenlerden mi kaynaklanıyor? Bu gibi nedenlerin de dikkatlice araştırılıp incelenmesi gerekir.
Karne Notlarını Değil, Çocuğunuzun Emeğini Dikkate Alın
Karneyi sadece başarının göstergesi olarak yorumlamak doğru değildir. Aslında bütün yıl boyunca çocuğun derslere katılımının ve öğrenme isteğinin, hangi dersleri sevdiğinin ve nelere ilgisinin olduğunun, ayrıca anne-baba, öğretmen tutumlarının da göstergesidir. Karnede sadece notlar üzerinde durmazsak, çocuğumuzun özelliklerini ve gerçekten neye ihtiyacı olduğunu görebiliriz.
Karneyi değerlendirmeye öncelikle iyi notlarla başlamak sonra düzelttiği dersleri üzerinde durmak ve en son zayıf derslerle ilgili konuşmak çocuğun motivasyonu açısından oldukça önemlidir. Yorumlar sert ve ağır olduğunda, tehdit ve yaralayıcı ifadeler taşıdığı zaman çocukların psikolojisi tepkisel olduğundan – özellikle ergenlik döneminde bulunan lise öğrencilerinde- olumsuz davranışlar ve sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. İlköğretim seviyesinde ise okula ve öğrenmeye karşı isteksizlik, dikkat sorunları, depresif duygulanım, kendine, kardeşine zarar verme davranışlarını oluşabilir. Bu nedenle, karneye tepki verirken yapıcı davranmaya özen gösterilmelidir.
Karneye ait yorumlar özellikle geçmişten geleceğe doğru yapılmalı, birinci dönemden ikinci döneme ve önümüzdeki yıl için ne yapabiliriz şeklinde değerlendirme sonuçlanmalıdır. Çocukları birbirleri ve kardeşleriyle karşılaştırmak yerine, kendi içinde değerlendirmek olumlu gelişimi sağlayabilir ve gelecek yılla ilgili kaygı ve başarısızlığı azaltabilir.
Öğrenme İsteğini ve Çabayı Vurgulayın
Öğrenme süreklilik gösterir bu nedenle karne notu da değişebilir. Öğrenmede amaç, bu yıl ve bu karne odaklı değil, ilerideki yıllara yönelik olduğunda sonuç mutluluk verici ve tatminkar olacaktır.
Bütün çocuklara karne hediyesi verilebilir. Hediye öncelikle sözel ödül olmalı, daha sonra çocuğun istediği, yaşı ve sınıfı ile uyumlu bir maddi ödül olabilir. Maddi ödülün değerinden çok sembolik anlamı önemlidir. Özellikle ilkokul seviyesinde olan çocuklar için karmaşık olmayan basit oyuncaklar, boya kalemleri, top, bisiklet, giysi, büyük ebeveyn ziyaretleri, deniz tatili, köy ziyaretleri, sinema ve müze gezileri yararlı olacaktır.
Karneye Ödül ve Ceza Yok
Karneyi ödüllendirirken çocuğu fark etmek, takdir etmek gibi manevi ödüllendirmeleri, çocuğun ihtiyaçlarına uygun, makul maddi ödüllerle desteklemek ruhsal gelişimi için daha sağlıklıdır. Ancak okula gitmenin ve ders çalışmanın onun sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır. “Karnen iyi notlarla dolu olursa sana hediye alırım” gibi bir yaklaşım yanlıştır. Çocuğa ne için ödül verilmektedir? Zaten dersine çalışmak, onun sorumluluğudur. Bunu unutmamalısınız. Böyle davranışlara devam ederseniz, çocuk her başarısında ya da yerine getirmesi gereken sorumluluklarında sizden sürekli maddi imtiyaz veya hediye beklemektedir.
Çocuğunuzun okul başarısızlığının nedenlerini çok iyi değerlendirmeli ve bu başarısızlığın ortadan kalkması için neler yapılması gerektiğini ona anlatmalısınız. Çok fazla tepki göstermek kadar, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak da doğru değildir. Fazla tepki gösterildiğinde çocuklar, sevilmediklerini ve aileleri tarafından başarılı olmaları koşulu ile sevilebileceklerini düşünürler. Hiç tepki göstermeme ise çocuk tarafından ilgisizlik ve umursamazlık biçiminde yorumlanabilir.
Tatil dönemi ilişkileri geliştirmek ve sağlamlaştırmak için çok güzel bir zamandır. Çocuğunuzla kaliteli vakit geçirip var olan sorunları daha kolay atlatabilirsiniz.