Kitabın Tarihçesi

Orta Çağ’da kağıt henüz olmadığı için kitap, terbiye edilmiş hayvan derileri üzerine ya da Mısırlılarda görüldüğü gibi papirüs üzerine elle yazmak yoluyla kölelere yaptırılırdı. Bu şekilde kitap yazmak uzun bir zaman aldığı için, fiyatı oldukça yüksekti. Ancak zenginler yararlanıyordu. Avrupa’da 15. yüzyıla kadar bu şekilde devam etti. Zaman içinde halkın kitaplardan yararlanma istediği arttı.

Kitabın bugünkü düzeyine ulaşması ancak, matbaanın icadıyla başladı. 10. yy’da tahtaya oyulmuş resim ve yazıları ipek üzerine basarak çoğaltma tekniğini ilk bulanlar, Çinliler oldu. 1161 yılında Pekin’de Çin Pao adında ipek üzerine yazılan bir gazete yayınlamaya başladılar. Zamanla Koreliler, Avrupalılar baskı tekniğini öğrendiler.

Almanya’nın Maintz kentinde dökmecilik yapan Joann Gutenberg 1436 yılında pratik bir baskı makinesi icat etti. Gutenberg matbaanın kurucusu olarak kabul edilir. Bu matbaa makinesi ile dünyada ilk olarak bir şiir kitabı, bir takvim ve Latince bir dilbilgisi kitabı basılarak, modern yayın hayatına başlandı.

Türkiye’de ilk matbaa 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet zamanına ortaya çıktı. Ancak pek başarı yakalanamadı. 1718 yılında Paris’e elçi olarak gönderilen 28. Çelebi Mehmet Efendi’nin oğlu, Said Mehmet Efendi İbrahim Müteferrika ile işbirliği yaparak, matbaa hazırlık çalışmalarına başlar. Böylece 5 Temmuz 1727 yılında ilk matbaa resmen kuru kuruldu. Matbaada ilk olarak, ” Vankulu Lügatı”basıldı.

Matbaanın kurulmasından sonra 1831’de yayınlanan ve resmi bir gazete olan ”Takvim-i Vekayi”; 1840’da William Churcill adında bir İngiliz tarafından çıkarıldı. Dünya olaylarından haber veren Türkiye’deki asıl gazete olan ”Ceride’yi Havadis”; 21 Kasım 1860 yılında Şinasi ve Agah Efendi tarafından çıkarıldı. 1862’de ise, Tasvir-i Ekar” adlı gazete yayınlanmaya başladı. Bundan sonraki yıllarda Türk basınının kitap, gazete, tiyatro açısından gelişme yılları oldu.