Göknil Genç, Böcek Orkestrasının Muhteşem Turnesi kitabından tanıdığımız müzisyenlerle bir kez buluşturuyor bizleri. Böcek Orkestrasının Muhteşem Sınıfı’nda, bu müzisyenler, Böcekistan’ın müziğe meraklı yavru böcekleriyle bir araya geliyor. 

 

“Bir gün Cırcırböceği Riri, Böcekistan’daki yavru böceklere müziği anlatmaya, orkestra çalgılarını tanıtmaya karar verdi. Böcekistan’daki tüm böceklerin sanata ne kadar meraklı ve ilgili olduklarını biliyordu. Konserler, gösteriler hiçbir zaman seyircisiz kalmıyordu. “Bu kadar çok seyirci olması harika. Ama neden bu böcekler sanata yalnızca seyirci kalsınlar ki?” Riri’nin bu düşüncesi aklına onlarca fikir getirdi. Riri en çok, Böcekistan’ın küçük böcekleri ile bildiklerini paylaşma fikrini sevdi. Birkaç hafta sonra hazırlanan duyurular her yere asıldı. Yaylı çalgıların tanıtılacağı ilk sınıf, on gün sonra Riri’nin karşısında hazırdı.” 

 

Göknil Genç aynı zamanda bir müzisyen. Çocukken en iyi arkadaşlarının daktilosu ve viyolası olduğunu söylüyor: “Müzik ve edebiyat dolu bir evin içine doğmak ise en büyük şansım. Çocukken en büyük hayalim, kedilerle konuşabilmekti. Bir de uçan süpürgemle dünyayı gezmek. İlk yazdığım masalları anneannemin menekşeleri dinledi. Büyüdüğümde ise yazarlık serüvenim Sihirli Mozart’la başladı. Ardından çocuklar için bir tiyatro oyunu ve Emekli Vagon geldi. Şimdi yazılmayı bekleyen pek çok hikâyem var. Artık okuyucularım yalnızca menekşeler değil. Uçan süpürgem yok ama söylediklerimi anlayan, benimle konuşan, yazdığım sayfaların üzerine serilip yatan Simit isminde kocaman bir kedim var.”