Kod adı Börülce. Günlüğününki ise, Bamya. Bamya’yla dertleşiyor Börülce. Ona içini açıyor. Üzülüyor, seviniyor, pişman oluyor, korkuyor, ağlıyor, gülüyor; ne hissederse kâğıda döküyor. Yaşadıkları bisiklet kazasında nasıl korktuğunu, kardeşine kurduğu tuzağın başına ne işler açtığını, annesinin inci kolyesinin başına neler geldiğini, kumandayı nereye sakladığını, arkadaşlarına neden küstüğünü, her şeyi tüm açıklığıyla anlatıyor. Sırlar veriyor sevgili günlüğüne. Baştan da sıkı sıkı tembihlemeyi ihmal etmiyor: “Sana anlattıklarımı kimseye söylemek yok. Ben anlatayım, sen dinle. Eğer bir şekilde yakalanırsan arkana bakmadan kaç!”

Arzu Çallıoğlu Eren, bir abla kardeşin maceralarını birinci ağızdan aktarıyor okurlara. Günlük tutan Börülce neler yaşıyor, kardeşiyle ve ailesiyle kurduğu ilişkide neler hissediyor, ne zaman üzülüp ne zaman seviniyor, neler ona zor neler eğlenceli geliyor, hepsini samimi bir dille ortaya koyuyor. Her sayfasına kardeş çekişmesi, kavgası, dayanışması, sevgisi nüfuz eden Börülce’nin Günlüğü, Ferit Avcı’nın güzel resimleri, içten ve sıcak kahramanlarıyla, sırlarını paylaşacağı okurlarını bekliyor.

Sevgili Bamya!

Sen benim en yakın arkadaşım, en güvenilir sırdaşımsın. Yaşadığım her şeyi ve hayatımdaki insanları anlatacağım sana. Ailemi, arkadaşlarımı ama en çok da kardeşimi. O benden dört buçuk yaş küçük. Bazen çok eğleniyoruz, bazense beni çok kızdırıyor. Bazen gülüp oynuyor, bazen kavga edip küsüyoruz. Anlayacağın, kardeşimle başım dertte. Geçen gün ne yaptığını bir bilsen.

Hazır mısın anlatayım?

Hadi gel!

Öptüm,

Börülce