Daha önceki maceralarından tanıdığımız Ece ile Arda'ya bu kez arkadaşları Özgür ve Lale'de katılmışlardır. Özgür Ece'nin, Lale de Arda'nın arkadaşıdır. Tarihe ve özellikle de İstanbul tarihine meraklı bu dört çocuk Bizans'a bir zaman yolculuğu yaparlar. Orada ilk karşılarına çıkan çocuklardan bir olan Hristo ile karşılaşırlar. Bakın ilk karşılaşmalarında neler konuşurlar? “Biz neredeyiz?” sorusunun karşılığında aldığı cevap “Bizans” olmuştur. Buna şaşıran Ece: “Ne diyorsun sen arkadaş? Bizans'a mı geldik? Sen bizimle dalga geçiyorsun galiba! O senin dediğin yüzlerce yıl öncesinde kaldı! Bu sütunlar, yapılar, heykeller neyin nesidirler bilemem ama biz İstanbul'dayız! Tekrarlayayım istersen de iyice öğrenmiş ol! “İSTANBUL'dayız!” Şaşırma sırası yabancı çocuklara gelmişti şimdi. Söze bu sefer öteki karıştı: “Dur bakayım! İstanbul mu dedin sen? Biz buna benzer bir şey söyleriz ama tam aynısı değil! Nasıldı o Hristo?” “İstinpolin!” diyerek yanıtladı Hristo. Ece sevinçle ellerini çırptı: “Tamam işte! Dayımız bize öğretmişti Arda hani, anımsıyor musun? “Eis ten Polin” sözcükleri “Şehir'e” anlamına gelirmiş. “Şehir” dedikleri de Bizans. Bu sözcükler zamanla halk dilinde İstinpolin ve Stinpolin biçimlerine dönüşmüş. Daha sonra da İstanbul olmuş.” Derman Bayladı, Ece ile Arda Efsaneler Dizisi’nin altıncıkitabında İstanbul’un Bizans dönemini efsaneleriyle birlikte anlatıyor.