Catherine’in tek isteği, normal bir yaşam sürmektir, çünkü otizmli küçük kardeşi David’le yaşamaya “normal” denemez. Ailenin tüm düzeni, bu hayli farklı kardeşin ihtiyaçları çevresinde dönmektedir. Catherine, çeşitli konularda kurallar koyarak hem David’in hem kendi yaşamını kolaylamaya çalışır. Ancak o yaz, komşu eve taşınan yaşıtı Kristi’yle ve terapi kliniğindeki felçli genç Jason’la tanışmak düşüncelerini altüst eder. Catherine, kendine koyduğu kuralların da birer “engel” olduğunu anlayacak mıdır?
Otizmli erkek kardeşine duyduğu sevgiyle onun özel ihtiyaçlarının verdiği bunaltı arasında kalan abla Catherine’in yaşamını anlatan yazar, başarıyla işlenmiş karakterleriyle samimi ve çarpıcı bir aile portresi çiziyor. Engelli yaşamına ilişkin edebiyatta örneğine az rastlanır bir yalınlıkla çocuk gözünden “normal” kavramını sorgulayan roman, farklı olanların bir arada yaşamasının zorluklarını, umut dolu bir anlatımla irdeliyor. Hem zihinsel hem fiziksel engelliliği aynı kurguda işleyen kitap, engellilerin eğitim, mutlu olma, güvende hissetme haklarını hatırlatıyor; engelli yakınlarının yorgunluklarını, çelişkilerini ve duygusal iniş çıkışlarını da gerçekçi bir bakışla ele alıyor. Büyümenin getirdiği özgüven eksikliği ve kendini tanıma sürecinde sorulan soruları da göz ardı etmeyen roman, hem çocuklar hem yetişkinler için unutulmaz bir ortak okuma fırsatı sunuyor.