Kalemcik, Mert’in çantasından bir parkın bankına düşmüş ve bankın tahtaları arasına sıkışıp kalmıştı. Kalemcik oradayken 50 yıl geçmiş, Dünya’yı kavuran kuraklıklardan sonra bütün ağaçlar yok olmuştu. Sonra bir gün Ekin ve dedesi Kalemcik’i buldular. Böylece ta Kaf Dağı’na kadar giden bir serüven başladı. Şimdi Kalemcik, hem Dünya’da kalan son kurşun kalemdi hem de Dünya’ya ağaçları ve yeşil doğayı geri getirecek ‘sihirli’ tohumların tek bekçisi.

 

"Artık kalemlerimiz olmasaydı dünya nasıl olurdu? Banu Bozdemir, bu sorunun yanıtını bizlere masalsı bir dille, 'Son Kurşun Kalem'in dilinden anlatıyor. Bir kurşun kalem, elli yıl kaybolduktan sonra ortaya çıkıp tüm dünyanın yeşermesini sağlıyor. Bunu yaparken küçük arkadaşı Ekin, ona yardım ediyor. Bize de onların bu yolculuğunu izlemek ve yeşilimize, dünyamıza sahip çıkmak kalıyor."   (Seda Aslangöz – Türkçe Öğretmeni)