Küçük Köyden Doğan Güneş

Öğretmenin Adı-Soyadı: Gürer Tezbaşaran
Öğrencinin Adı-Soyadı: Gülistan Yıldırım
Okul: Gökçepınar İ:Ö:O
Katıldığı İl: Gercüş/Batman
Doğum Tarihi: 1995
Okuduğu/etkilendiği yazar ve kitap: Asım Yıldırım/ Bir Yudum Hikaye

Kaçak Köyden Doğan Güneş

Dicle ilkokul dördüncü sınıftaydı. Derslerde çok başarılı olan ve hep hayalinde öğretmen olmak isteyen bir kızdı. Ailesi tarafından hep iyi sözler, iltifatlar duyardı. Dicle buna çok seviniyordu. Okula gittiği zamanlar çok mutlu olurdu. Okul deyince Dicle’nin içi içine sığmıyordu.

Okulda öğretmenleri tarafından sevilen bir öğrenciydi. Sonra Dicle ilkokulu bitirip ortaokula başladıktan sonra dersleri iyi olduğu halde ailesinden eskisi gibi destek görmüyordu. Bu durum Dicle’yi çok üzmüştü. Ama o hep sabretti. Ve dayanmaya çalıştı. Altıncı sınıfta sınav zamanı gelince Dicle’de bu sınava girmek istedi, fakat ailesi eskisi gibi arkasında durmadı ve sınava girmesine izin vermediler. Dicle sonra derslerine iyi performansla devam etti. Ve ne olursa olsun umudunu kaybetmedi. Ama şu var; bu durumdan sonra çok az da olsa derslerinde bir düşüş oldu. Öğretmenler buna şaşırmıştı. Çünkü Dicle derslerinde çok iyi olduğu halde dersleri biraz düştü. Ama Dicle hep içinde sakladı. Yaşadıklarını hiç kimseye söylemedi. Tabiî ki de söylemediği için hep içinde kaldı ve hep düşünüp ağlıyordu. Dicle altıncı sınıftayken ailesi tarafından görmedi, oysa çocukların hep sevgiye ihtiyacı vardır. Sevgi olmazsa çocuğun yaşadığı dünya kapkaranlık olur ve eğer böyle sevgisiz devam ederse kapkaranlık olan bu dünya ya hiçbir zaman güneş doğmaz. Kapkaranlık dünyada insan nasıl doğru yolu bulsun? Dicle sekizinci sınıfa kadar ışıksız bir yola devam etti. Ve yolun doğru olup olmadığını hala bilmiyordu. Dicle ortaokulda ne zaman ailesine okumak istediğini söylese ailesi tarafından şöyle bir cevap geliyordu: “Hayır!” Tabi Dicle gittikçe umutlarını kaybetmeye başladı. Dünyası gitgide kapkaranlık olmuştu. Dicle’nin yaşadığı köy ise imkanları çok az olan bir köydü. Dicle dünyanın bütün insanlarına kızmıştı, hayaline ulaşamayacağım diye çok kızıyordu. Dicle öğrencilik hayalinin bitmesini istemiyordu. Sabahları uyandığında ne iş yapacağının belli olmasını istiyordu. Dicle sekizinci sınıftayken ailesiyle ilgili bir olay yaşadı. Dicle yapmadığı halde Dicle’nin üstüne kalmıştı. Ve o günden sonra ailesi tarafından sevgi görmemişti. Bu olaydan sonra hiç ilgi görmedi. Dicle2nin bütün ailesi Dicle’den nefret etti. Ve hep ailesi tarafından dışlandı. Arkadaşları ve öğretmenleri tarafından çok güveniliyordu ama ailesi ona hiç güvenmiyordu. Ailesi içinde olan en mühim olayları bile küçük kardeşinden duyardı. Dicle’nin derslerindeki başarısı çok düştü. Dicle yaz tatilinde çalışmaya gitmişti. Onun için sekizinci sınıfa bir iki hafta geç başladı. Okula gittiğinde bile o hep okulu düşünen ve okuyacak mıyım diye derin düşüncelere dalardı. Dersle alakası olmayan biri olmuştu. Dicle en sonunda sorununu öğretmenine anlatmaya karar verdi. Öğretmeni de İngilizce öğretmeniydi. Ali öğretmenine çok güveniyordu ama Ali öğretmenin sorunun üstesinden gelebileceğine inandığı için Ali öğretmene anlattı. Ali öğretmen bu sorunun üstünde durarak çözmeye çalıştı. Ve Dicle’ye “Senin çok çalışıp ailene güven vermen gerekiyor.”, dedi. Dicle’de “Tamam”, deyip sekizinci sınıfta yine çalışmaya başladı. Ve kapkaranlık olan dünyasına bir güneş gibi doğup aydınlattı. O güneşte Ali öğretmen sayesinde doğmuştu. Ve gün geçtikçe umudunu tekrar kazandı. Birkaç ay sonra Ali öğretmen bu konuyla ilgili olarak Dicle’nin ailesiyle görüşmek istedi. Ali öğretmen ailesiyle görüştükten sonra ailesi artık “Hayır.”, yerine “Bakarız.”, demeye başladı. Dicle bunu duyunca çok sevinmişti. Sekizinci sınıfta sınava girmesine izin verildi. Ama hiçbir faydası olmadı çünkü altıncı ve yedinci sınıftan hiç sınav puanı yoktu. Ama olsun Dicle’nin okumasına zorluklarla da olsa izin verildi. Tabiî ki de ailesini ikna eden Ali öğretmendi. Dicle okudu. Lise ve üniversiteyi maddi durumdan dolayı çok zorluklar yaşayarak bitirip en büyük hayaline kavuştu ve öğretmen oldu. Öğretmenlik yaptığı yerde Dicle’nin yaşadığı sorunları yaşayan kız çocukları vardı. Dicle Ali öğretmeni örnek alarak Ali öğretmenin Dicle için yaptığı gibi Dicle yapıp o d bu sorunların üstesinden geldi ve Dicle sayesinde birçok kız da hayaline kavuşmuştu. Dicle yaptığı şeylerden dolayı çok mutluydu. Ve bu mutluluğunun Ali öğretmeni sayesinde olduğunu düşünüp onu kalbinin en güzel köşesinde hep sakladı.