27 yıldır aile doktoru ve psikolog olan Dr. Leonard Sax dünyanın birçok yerinde ebeveynler, eğitimciler, sosyal hizmet çalışanları, danışmanlar ve okul psikologları için atölye çalışmaları düzenliyor. Deneyimlerinden yola çıkarak “Ebeveynliğin Çöküşü: Çocuklarımıza Yetişkin Gibi Davranarak Onları Nasıl İncitiyoruz” adlı bir kitap yazdı.
Dr. Sax, ABD’li ailelerin bir otorite krizi ile karşı karşıya kaldığını söylüyor. Çocuklar da duygusal ve fiziksel olarak bunun etkisinde olduğundan ızdırap çekiyor. Bu bilgiler ışığında Sax, ebeveynleri aile hayatını yeniden düzenlemeye çağırıyor.
Associated Press’in Leonard Sax ile yaptığı röportaj:
AP: Ebeveynliğin Çöküşü derken tam olarak ne kastediyorsunuz?
Sax: Ofisime 10 yaşındaki bir çocuk elinde cep telefonuyla oyun oynarken beni ve annesini yoksaydı. Yanında annesi de vardı. Bu sırada, Sax çocuğun annesiyle, çocuğun mide ağrısı hakkında konuşuyor. Çocuk da şöyle diyor “Kapa çeneni anne, neden bahsettiğini bilmiyorsun” deyip gülüyordu. Bu 1990’larda veya 2000’lerde çok garip bir durum olurdu ama şimdilerde oldukça sıradan. Çocuklar ve ergenler, ebeveynlerine karşı, kendilerine karşı ve arkadaşlarına karşı hem sözlü olarak hem de diğer şekillerde saygısız davranıyor. Anne hiçbir şey yapmadı, sadece biraz utanarak baktı. Çok kısa bir süre içerisinde, kültür çok derinden değişti ve bu değişim çocuklara çok zarar verdi.
AP: Kitap gerçekten ne hakkında?
Sax: Otoritenin ebeveynlerden çocuklara transferi. Bence, çocuklara yetişkinler gibi davranmalısınız. Onların olgun olmasını ve o şekilde davranmasını beklemelisiniz. Bence birine yetişkin gibi davranmak, öncelikle budur. Her ne kadar bu ifade biraz karmaşık da olsa. Bu durum otoritenin bırakılmasıyla ilgili bir şey değildir. Mesela ABD’de ebeveynlerin 8-12 yaş aralığındaki çocukları okula götürürken onlara şoförlük yapması şimdilerde çok yaygın. Ebeveynler bir eğitim danışmanı gibi davranıyor. Ebeveyn bir öneride bulunuyor fakat son kararı her zaman çocuk veriyor. Pek çok durum biliyorum ki, çocuk açık bir şekilde yanlış karar veriyor ancak ebeveynler bunu görmelerine rağmen, durumu değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Bunun sonucunda çocuk zarar görüyor.
AP: Diğer Örnekler Nelerdir?
Sax: Yatak odasındaki cep telefonları ile de aynı durum geçerli. 10, 12, 14 ya da 16 yaşlarında çocuklar var ki, yatak odalarında kendi telefonları var ve saat gece 2’de telefonda konuşuyorlar. Gece telefonu alıp şarja takıyorsunuz ki bu ebeveynlerin yatak odasında duruyor. Ve hiçbir çocuğun kendi odasında ebeveyni tarafından denetlenmeyen bir telefonu olmamalıdır. Bu sadece benim fikrim değil. Amerikan Pediyatri Akademisi’nin 2013 yılında yayımladığı rehberde –çok şaşıracaksınız, belki de şaşırmayacaksınız- ebeveynlerin çoğunun böyle bir durumu gerçekleştirme imkanı olmadıkları açıklandı.
AP: Aile yemeğinin değerinden bahsediyorsunuz.
Sax: Araştırmalar gösteriyor ki, hiç kimse tarafından rahatsız edilmeden, evde her gün aile yemeği yemek, çok önemlidir. Bunu yapmıyorsanız, evde ebeveynlerle birlikte zaman geçirmenin en az öncelikli mevzu olduğunu gösterir. Ancak evde ailenizle birlikte zaman geçirerek iletişim kurmaya öncelik verdiğinizde şunu gösterirsiniz: Aile önemlidir. Pek çok çocuk, hiçliğe doğru bir yarış halinde. Gündelik programlarına sürekli ekstra aktiviteler koyuyorlar ancak bunun nedenini bilmiyorlar. Sonuç olarak on beş yaşında tükenmişlik sendromuna giriyorlar.
AP: Peki ya arabada geçirilen zaman?
Sax: Arabada pek bir şey duymazsınız. Çocuklar, ebeveynleri ile çok iletişim kurmaz. Herkesin bir telaşı vardır. Ancak arabada geçirilen zaman değerlidir. Bu sizin ve çocuğunuzun iletişim kurması için önemli bir fırsattır. Ben ve 9 yaşındaki kızım Merry Hopkins’in hemen her şarkısının sözlerini biliyoruz.
AP: Ebeveynler çocuklarına yetkin bir yetişkin olması için nasıl yardımcı olabilir?
Sax: Yapılabilecek ilk şey onlara tevazu öğretmektir. Çocuklara tevazu kelimesini sordum. Çocuklar ise öyle bir kelime duymadıklarını söylediler. Ve bunu 3.sınıftan 12.sınıfa kadar çocuklara sordum. Hatta liseli çocuklar, üçüncü sınıftaki çocuklardan daha vahim durumdaydılar. Çocuklara ne kadar şahane oldukları aşılandığı için, kendilerini mükemmel sanıyorlar. Oysa şişirilmiş bir ego, çocukları hınca götürür. Tanıdığım şahane bir kız vardı. Ancak şimdi hınç dolu. Çünkü artık 25 yaşında ve düşük bir maaşla çalışıyor. İki tane roman yazmasına karşın, romanlarını bastırabilecek bir yayınevi bulamadı.
Yapılabilecek ikinci şey ise çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanın keyfini çıkarmaktır. Çocuklara aşırı görev yüklemeyin, örneğin yürüyüşe çıkın.
Yapılacak son şey ise ona hayatın anlamını öğretmektir. Hayatın anlamı yalnızca iyi bir iş bulmak ya da başarılı olmak değildir. Bu sizin nasıl bir insan olduğunuzla ilgilidir. Mutlaka bir cevabınız vardır.
(Kaynak: Centre Daily)