Miniklerin Pırıltılı Dünyası: Bale

Birçok çocuğun rüyalarını süsleyen büyülü bir dünyadır bale. Hele ki küçük hanımlar bale yapmayı öğrenmeye can atarlar. O halde gelin baleyi birlikte keşfedelim.

Bale; dans, müzik ve dekor sanatlarının birleştirilerek kullanıldığı bir tiyatro gösterisi olarak tanımlanabilir. Balenin belli figürleri ve adım atışları vardır.

Uzun yıllar süren disiplinli ve özverili bir eğitimin ardından öğrenilen bale, bir gösteri sanatı olarak çoğunlukla müzik eşliğinde, dekor ve sahne giysileriyle sunulan, son derece titiz bir danstır.

Baledeki erkek dansçılara “balet”, kadın dansçılara ise “balerin” denir. Balede tayt, mayo ve “tütü” denilen özel etek kullanılır. Bale yaparken ayakların tam parmak ucunda durmasını sağlayan ayakkabıya “point” ya da “puant” denir. Bale eğitiminde vücut çok önemlidir; bu nedenle bale yapılmadan önce mutlaka esneme hareketleri yapılmalıdır, aksi halde kaslar yırtılabilir ya da vücudun bir yeri incitilebilir.

Bu pırıltılı dünya nasıl oldu da hayatımıza girdi ve dünyaya nasıl ve nereden yayıldı biliyor musunuz?

Günümüz balesinin temellerini İtalya’da Mim sanatçılarının Ortaçağ ve Rönesans tiyatro gösterilerinde ve geleneksel halk gösterilerindeki dans adımları oluşturur.

Daha sonra Fransa’da Henry IV baleyi sevip desteklemiş ve bale tüm Avrupa’ya, oradan da 16. ve 17.yüzyılın sonlarında da Danimarka ve İsveç’e kadar yayılmıştır. Kendisi de iyi bir dansçı olan Louis XIX döneminde, balenin altın çağı başlamıştır. Bu dönemde profesyonel dansçılar kostüm maske ve peruklar kullanarak dans etmeye başlamışlardır.

18.yüzyılda bale ile opera sanatı ayrılarak özgür bir sanat haline gelmiştir. Bunun gerçekleşmesinde ve günümüz balesinin kuralları üzerinde George Noverre’ in katkısı çoktur.

Bale 18.yüzyılın ikinci yarısında Rusya’ya kadar yayılmıştır. Günümüzde hala sahnelenen Uyuyan Güzel, Fındıkkıran ve Kuğu Gölü gibi tanınmış eserler buradan tüm dünyaya yayılmıştır.