Okul fobisine karşı yapılması gerekenler

Eğitim-öğretim yılının coşkusu kimi çocuklarda bir “fobi”ye dönüşürken, kaygılı tutum ve davranışlar, ciddi sorunlara neden olabiliyor. “Okul fobisi” olarak adlandırılan bu durumun altında ‘evden, ebeveynden ayrılma korkusu’ gerçeğinin yattığına dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Zafer Atasoy, çocuklardaki okul fobisinin nedenlerini açıklıyor.

Okullar açıldığında, özellikle ilk kez okula gidecek çocuklar arasında bir patlama gibi ortaya çıkan okul fobisi; ağlama, okula gitmek istememe gibi verilen tepkilerin yanı sıra baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma, ateşin çıkması gibi fiziksel rahatsızlıklar şeklinde de orta çıkabiliyor.

Çok ağır yaşanabilen bu tablonun karanlık ya da yalnız kalma korkusu gibi başka korkular şeklinde de görülebileceğini ifade eden Dr. Atasoy, “Eve dönüyoruz” veya “Tamam okula gitmiyoruz” dendiğinde tablonun tamamen değişeceğine dikkat çekiyor ve “Çocuğa bu yönde bir mesaj verildiğinde aniden bütün semptomlar ve belirtiler kaybolmakta ve çocuğunuz eski halini almaktadır” diyor.

Her yaş grubu için korku nedenleri farklıdır

Her yaş grubunun korkusunu, alt nedenlere ayırmak gerektiğini, buna bağlı olarak kreşe giden çocukların okul korkularının, ilkokula yeni başlayan çocuklara göre daha farklı sebepleri olduğunu belirten Dr. Atasoy, kreşe veya okul öncesi okula başlayacak çocukta, annesinin onu terk edeceği ve bir daha kavuşamayacağı gibi kaygılar olabildiğini söylüyor:

“Özellikle anne bakımını doğduğundan beri yoğun olarak, 7/24 yaşamış bir çocuk için birdenbire böyle bir ayrılık dramatik hale gelebilir. Hatta annenin evde olması da gerekmez; çalışan bir annenin de çocuğu, evden ayrılmayı bir şekilde istemeyebilir.”

Okul fobisi travmaya dönüşebiliyor

Okul fobisi, 11-12 yaş grubunda da görülebiliyor. Bu yaş grubundaki çocuklarda görülen bu fobi, klinik anlamda daha ciddi oluyor.

Nadir olarak görünse de çok ciddi bir olası ruhsal travmanın varlığından söz eden Dr. Atasoy, “O yıl içinde öğretmeniyle, arkadaşlarıyla yaşadığı sorunlar veya evdeki herhangi bir olumsuz durumun çocuğa yansıması halinde ortaya çıkabilir” diyor.

Kaygılarınızdan arının

Okul fobisinin korkulacak bir durum olmadığını ve yaygın olarak görüldüğünü söyleyen Dr. Atasoy, ailelere ilk olarak kaygılarından arınmalarını gerektiğini öneriyor.

Birbirini seven çiftlerin, kaygıdan uzak mutlu ve huzurlu bir yaşantıya sahip olan ailelerin çocuklarında çok nadir görülen okul fobisi, aile ve öğretmenlerin işbirlikçi tutum ve davranışlarıyla da tamamen ortadan kalkabiliyor.

Pedagojik eğitimi donanımlı, çocukları gerçekten seven bir öğretmenle bu sürecin daha kolay atlatılacağının altını çizen Dr. Atasoy, öğretmenin bıraktığı olumlu izlenimin son derece önemli olduğunu belirtiyor. Her şeyden önce bir insanın ilk öğretmeninin annesi olduğunu ifade eden Dr. Atasoy, annenin tutum ve davranışlarının önemine ise, şu sözlerle dikkat çekiyor:

“Elbette anne profesyonel bir öğretmen değil; ancak eğitim malzemeleri alarak, kitap okuyarak, resim yaparak veya yaptırarak çocuğu okul etkinliklerine hazırlamaktadır.”

En önemli unsur “zaman”

Çocuğun okul fobisini yenme ve okula alışmasında en önemli sürecin “zaman” olduğunu belirten Dr. Atasoy, çocukların desteklenerek okula onlarla birlikte gidilmesini öneriyor.

Bu süreçte ebeveynlerin, çocukları takdir etmeyi ihmal etmemeleri gerekiyor. Tüm tedbir ve desteklere rağmen çocukların kaygısı azalmıyorsa, tablonun daha ayrıntılı bir inceleme ve gerekirse ilaç kullanmaya kadar giden tıbbi çözüm yollarına gidilmesi gerektiğini belirtiyor.

Ebeveyn ilişkisi çocuğun davranışlarını etkiliyor

Ebeveyn ilişkisi ve evdeki ortamın çocuğun sosyal davranışını etkilediğini belirten Dr. Zafer Atasoy, okul fobisinin daha çok kaygılı, tedirgin veya huzursuz ebeveynlerin çocuklarında, ebeveyni ile sert ve hoyrat bir ilişki tarzı olan, annesi ve/veya babası olmayan, yeni kardeş doğumu sonrasında ve ev ortamında aile bireylerinin hastalıklarının endişe verici boyutta olan ailelerin çocuklarında daha çok görüldüğünü söylüyor.