Paul Cezanne

Cezanne, 19 Ocak 1839’da Güney Fransa’da bulunan Aix-en-Provence şehrinde doğmuştur. Varlıklı bir ailenin oğlu olan Cezanne, yerel sanat okulunda çizim dersleri almasına rağmen babası Banker’ın isteği doğrultusunda 1859’da hukuk okulunda eğitim almaya başlar. Fakat hukuk eğitiminin sonlarına doğru isyan eder ve sanatı seçer. 1861 yılında resim eğitimi almak için Paris’e gider. Paris’te bir sanat öğrencisi olan Cezanne, palet bıçağı kullanarak tuvallere uyguladığı gelişi güzel boya bulaştırma tekniği ile cesur bir üslup benimsemiştir. Yaptığı resimler öğrenci arkadaşları tarafından gülünç bulunan Cezanne, sadece ondan yaşça büyük olan birkaç sanatçının yorumlarına değer veriyordu. Bu sanatçılar tarafından beğeni görmek ona yetiyordu.

Sanat için çok çaba sarf eden Cezanne, emeğinin karşılığını uzun bir süre alamadı. Sanat sergileri tarafından geri çevrildi ve birçok sanat eleştirmeni tarafından “deli adam” olarak adlandırıldı. Umutsuzluğun pençesine düşen Cezanne, fırçalarını kırdı ve resimlerini çöpe attı.  Bu zor zamanlarında maddi açıdan güvenebileceği tek kişi babası Banker’dı.

Cezanne, birkaç yıl sonra evine geri döndü ve manzaralarını kendi üslubuyla resmetmeye burada devam etti. Git gide içine kapanan Cezanne, dış dünyadan kendini soyutladı. Bazı tanıdıkları onun ölmüş olduğunu bile düşünmeye başlamışlardı. Sonunda insanların sanat anlayışı değişti ve meraklı bir sanat taciri tarafından Cezanne adına tek kişilik bir sergi düzenlendi. Cezanne, böylelikle ilk kişisel sergisini 1895 yılında açmış oldu. Bu sergi ona büyük başarılar getirdi.

Cezanne eserlerinde, düş gücünün ve gözlemlerinin zenginliğini vurgulamıştır. Desen gücü ile renklerin anlatım duyarlılığını birleştirmiş; fakat klasik perspektif kurallarına pek uymamıştır. Cezanne, sanat hayatının son on yılında daha özgür fırça vuruşlarına yönelmiş, cesur ve gösterişli eserler sunmuştur.

Cezanne, yaşlılık döneminde resim gezilerine sıkça çıkardı. Bu gezilerden birinde dışarıda resim yaparken şiddetli bir fırtınaya yakalandı ve bu olay sonucunda geçirdiği zatürre nedeniyle öldü.

1907’de Cezanne anısına düzenlenen sergi onun, modern resim sanatının en önemli öncülerinden biri olduğu gerçeğini güçlendirmiştir.