Platypus

Merhaba çocuklar ben, bilim adamlarının “hayvanlar âleminin en harika yaratığı olmaya kesin aday bir hayvan” olarak nitelendirdiği Platypus’ um. Aslında gagalıyım ve yumurtlayarak ürerim ama memeliler gibi süt bezlerine de sahip olduğum için “yumurtlayan memeli” olarak sınıflandırılmışım. Arka ayaklarımda taşıdığım zehri düşmanlarına karşı kullanabilen, su altında avlanabilen ve tırnaklarımla tünel kazabilen becerikli bir hayvanım. Ben Avustralya’da yaşarım. Bilim adamları beni tanımlamakta başlarda biraz zorlandılar. Çünkü bir memeli olmama rağmen sürüngenler gibi yumurtlayarak çoğalırım, kuşlara benzer bir gagam var, ayrıca tüylerim, süt bezlerim ve kulağımda üç kemiğim olması nedeniyle memeliyim. Bu nedenle bana çok farklı gruplara ait olduğum için ‘mozaik canlı’ demişler.
Gelin size biraz daha kendimden bahsedeyim. Ayaklarım ve gagam hariç bütün vücudum, su geçirmez kalın bir kürkle kaplıdır. Her milimetrekaresinde 800 tüy bulunan kürküm, kutup ayısının kürkünden bile daha gürdür. Bu kürk sayesinde çok soğuk sularda bile avlanabilirim.
Bir lastik gibi yumuşak olan gagamın üstünde iki delik bulunur. Bu delikler sayesinde vücudumun geri kalan kısmı su altındayken nefes alabilirim. Avlanmak için su altına daldığımda, kulaklarımı, gözlerimi ve burun deliklerimi sımsıkı kapatırım. Şimdi nasıl hiçbir yere çarpmadan yüzüp, avlandığımı merak ediyorsunuz değil mi? Son derece hassas olan gagamda, yaklaşık 850.000 alıcıdan meydana gelen bir elektro-alıcı sistem vardır. Bana özgü hareketlerimle ırmaklarda elektrik alanı oluşturup bunu kullanarak ırmağın biçimini belirleyebilirim. Yani avlayacağım küçük canlıların bile kas hareketlerindeki elektrik aktivitesini gözüm kapalı tespit edebilirim. Bu yolla yakalayıp yanak boşluğuma doldurduğum yiyecekleri, su yüzeyine çıktığımda yavaş yavaş ağzımdan boşaltıp yerim.
Gelelim ayaklarıma, benim vücuduma yatay olarak yerleştirilmiş dört bacağım vardır. Bu sayede karada bir kertenkele gibi yürüyebilirim. Ön ayaklarımda bulunan deri perdeler sayesinde de suda rahatça yüzebilirim. Karaya çıkınca perdelerim katlanır ve yerini, yürümemi ve toprağı kazmamı sağlayan keskin pençelerim alır. Pençelerimle toprağı kazarken yere tutunabilirim ve kürkümü tarayabilirim.
Biraz da kuyruğumdan bahsedecek olursam, yüzerken bir dümen işlevi gören küreğe benzeyen bir kuyruğum var. Tünel kazarken de kuyruğumu toprağı itmek için kullanırım. Kuyruğumun asıl görevi ise yağ depolamaktır. Yiyecek kaynaklarım azaldığında ya da kuluçkaya yatıp daha fazla enerjiye gereksinim duyduğunda yağ deposu kuyruğumu kullanırım. Karaya çıktığımda kuyruğumu karnıma bastırarak bir şeyler de taşıyabilirim.

Birçok memelinin vücut sıcaklığı 37-38 °C civarında olmasına rağmen benim vücut sıcaklığım yaklaşık 32 °C’dir. Ayarlanabilen vücut sıcaklığım sayesinde 0 °C olan buzlu su içinde, birkaç saat kalsam bile vücut sıcaklığımı 32 °C de koruyabilirim.
Kırmızı kan hücrelerim diğer memelilerden daha fazla miktarda hemoglobin taşıdığı için su altında 10 dakikadan fazla nefessiz kalabilirim. Nabız atışım da gerektiğinde dakikada 140-230’dan neredeyse dakikada (sıfır) 0’a yakın bir rakama kadar düşebilir.
Ben aynı zamanda yeryüzündeki ender zehirli memeli hayvanlardan birisiyim. Arka ayağımın üzerinde, 1,5 cm uzunluğunda bir zehir enjektörü ile doğarım. Zehirim, kalçam üzerindeki bir bezden üretilir ve çok etkilidir. Diyelim ki bu zehri bir köpeğe verdiniz, kalp ritmi bozulur ve solunumu felce uğrayarak çabucak ölür.
Gördüğünüz gibi ben, birçok değişik özelliğe sahip olan ilginç bir canlıyım. Adım Platypus ve sizinle tanıştığıma çok memnun oldum çocuklar.