Tarih boyunca kutsal bir baharat olarak el üstünde tutulan, mitolojik öykülere konu olan tuz, yemeklere tadını vermesinin yanında vücudun asit baz dengesini koruyan 84 mineral ve iz elementi içinde bulunduran bir doğa mucizesi; ancak uzmanlar insan vücudunun birçok maddeyi üretip bazılarını da depolayabildiği halde, su ve tuzu her gün belirli kalite ve miktarda almak zorunda olduğunu ifade ediyor. Dünya Tuza Dikkat Haftası’nda ölçüsüz ve yanlış tuz kullanımının önlenmesi hedeflenirken iyotla zenginleştirilmiş, sodyum açısından da zengin bir mineral olan tuzun kararında kullanımı için de çalışmalar yapılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü, günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gramdan az olarak öneriyor. Türkiye’deki, günlük ortalama tuz tüketimi ise, 18 gram. Normalde yenilen yemekler ile tuz ihtiyacı karşılanabiliyor; ama Türk toplumunun ekstra tuzlu beslenme alışkanlığı var. Yani pişmiş yemeğe tuz ekleme ülkede bir bağımlılık halini almış durumda. Ölçüyü kaçırmak, ağır sonuçlara sebebiyet verebiliyor. Bunun yanında iyot ve sodyum eksikliği de hem çocuklar hem de yetişkinler için hastalıklara davetiye çıkarıyor.
İyotlu tuz tercih edilmeli
Türkiye’de yaklaşık 10 yıldır, tuzlar iyotlanarak gelecek nesillerin daha sağlıklı olması hedefleniyor. Üniversiteler ve Sağlık Bakanlığı ile yapılan ortak çalışmalar sonucunda tuzların iyotlanma oranı belirleniyor. Tuz tüketiminin artışı ya da azalmasına göre de bu oran değiştiriliyor.
İyot, beyin ve sinir sisteminin normal büyüme ve gelişmesi, vücut ısısı ve enerjisinin devamı için gerekli olan tiroid hormonlarının önemli bir bileşeni. Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapora göre iyot eksikliği anne karnında ve bebeklikte; düşük, ölü doğum, bebek ölümü, sağırlık, dilsizlik, cücelik, zekâ geriliği ve doğum anomalilerine yol açabiliyor. Yapılan bilimsel çalışmalara göre, doğumdan itibaren iyot yetersizliği zekâ düzeyinde 13,5 puanlık düşmeye sebebiyet verebiliyor. Çocukluk ve gençlikte ise guatr, kısa boyluluk, zihnin yetersiz çalışması, öğrenme yetersizliği, algılama ve öğrenmede yetersizlik gibi sonuçlar doğuruyor. Yetişkinlerde ise guatr, verim düşüklüğü, tiroit, kanser riskinin artması gibi sonuçlar kaçınılmaz hale geliyor.
Sodyum; Sinir Sisteminin Pili
Nöroloji uzmanlarınca sinir sistemi için önemli iyonlar arasında yer aldığı ifade edilen sodyum, sinir uyarılarını iletmeye yardımcı oluyor, kasların çekilmesini ve gevşemesini etkiliyor. Sağlıkçılar, yetersiz tuz alımının halüsinasyon, sinir bozukluğu, kas krampı ve kalça kemiği kırıklarına yol açabileceğini ifade ediyor. Erişkin bir insanın günlük tuz ihtiyacı 6-8 gram kadar; ancak sıcak havalarda ya da ağır fiziksel çalışma şartlarında bu miktar 10 grama kadar çıkabiliyor.