Hastalıklarda, kazalarda, zehirlenmelerde, hayvan ısırmalarında kısacası hemen hemen her çeşit tıbbi vakada hastaneye kaldırılan kişilerin koluna önce bir serum şişesi bağlanır. Serumlar, görünüş olarak birbirlerine benzemelerine rağmen, içlerindeki sıvılar farklıdır. Genel maksatlı olup, yaygın şekilde kullanılan serumlar olduğu gibi, belli amaçlar için hazırlanmış özel bileşimli olanlar da vardır.
"Serum", bir hastalıktan korunmak ya da bir hastalığı iyileştirmek amacıyla, kanın bir bölümünün kullanılması olarak tanımlanabilir. 20'ye yakın serum çeşidi vardır. Bunların kimi zehirlere, kimi virüslere, kimi doğrudan mikroplara etki yapar; kimileri de bağışıklık kazandırır. Mikroplara karşı olan serumların yerini zamanla antibiyotikler almıştır, ama zehirlere karşı olan serumlar önemini hala korumaktadır.
Hastanelerde en çok kullanılan serum çeşidi, "suni serum"dur. Suni serum, genellikle kanamalarda, zehirlenmelerde ve su kayıplarında kullanılır ve bileşimi kan serumuna benzer.
Bulaşıcı hastalıklara karşı kullanılan serumlara "hayvansal serum" adı verilir. Başlıca hayvansal serumlar difteri, kuşpalazı, dizanteri, tetanos ve akrep serumlarıdır.
"İnsansal serum" denilen insan kökenli serumlar ise, genellikle çocuk felci, kızamık, lekeli humma gibi hastalıklara karşı aşılanmış kişilerden elde edilir. İnsansal serumlarla yapılan koruma, hayvansal serumlarla yapılan korumaya göre daha uzun süreli olur.
Serum ve aşı arasındaki farklar nedir?
– Serum, aşı gibi hastalığı önleyici değil, giderici bir özellik taşır. Hastaya, pasif bağışıklık verir.
– Aşı sağlıklı insana, serum ise hasta olan insana verilir.
– Aşı, hastalıklardan korunmak için yapılır, serum tedavi amaçlı kullanılır.
– Aşı ile vücuda zayıflatılmış mikrop, serum ile hastalıklarla savaşan mikrop verilir.
– Aşı ile vücuda zehir verilip, vücut bu zehirle tanıştırılıp bağışıklık kazandırılırken; serumla, zehrin panzehiri verilerek tedavi sağlanır.