Çocuklarda sıklıkla karşılaşılan; okuduğu cümleyi eliyle takip etmesi, okurken kelime veya satır atlaması ve yazarken satırı düzgün takip edememesi gibi alışkanlıklar, ebeveynler tarafından “okuma-yazmayı yeni öğreniyor, doğaldır” düşüncesiyle geçiştirilebiliyor. Oysaki bu gibi alışkanlıkların altında genellikle tedavide geç kalındığında kalıcı hale gelebilen görme problemleri yatıyor.
Çocuklarda yaşam kalitesini olumsuz etkilemesinin yanı sıra, okul başarısını da düşüren görme problemlerinde geç kalındığında da sorun kalıcı hale gelebiliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi’nden Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Çolakoğlu, tedavide geç kalınmaması için hiçbir yakınması olmasa bile her çocuğun düzenli olarak göz muayenesinden geçmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Çocuklarda görme problemi nasıl anlaşılır?
Çolakoğlu, görme problemlerinin fark edilebilir olan 12 belirtisini şu şekilde sıralıyor:
- Uzaktaki yazılara bakarken gözlerini kısması,
- Başını eğmesi, görmek istediği noktaya çok yakından bakması,
- Okuma ve yazma sonucu baş ağrısı yaşaması,
- Okurken kelime ya da satır atlaması,
- Cümleleri eliyle takip etmesi,
- Yazarken satırı düzgün takip edememesi,
- Bir gözünü daha öne alarak kitaba bakması,
- Baş pozisyonu geliştirmesi,
- Okurken kelimelerin bulanıklaştığını veya kaydığını söylemesi,
- Televizyonu yakından seyretmesi,
- Gözlerinde sulanma olması,
- Güneşli havalarda tek (hep aynı göz) gözünü kapaması.
Okul çağında en sık görülen 4 görme sorunu
Şaşılık, yalancı şaşılık, göz tembelliği ve kırma kusurlarının okul çağında en sık karşılaşılan görme sorunları olduğunu belirten Çolakoğlu, şu açıklamaları yapıyor:
Şaşılık
Bir nesneye ya da noktaya bakarken her iki gözün birlikte bakması gerekiyor. Gözlerden biri istenen hedefe bakarken, diğerinin başka bir noktaya bakmasına ise “şaşılık” deniyor.
Çocukluk döneminde oluşan şaşılıklarda çocuk, genellikle bir gözünü tercih ediyor ve hep o gözü kullanıyor. Bunun sonucunda diğer gözde tembellik oluşuyor. Her şaşılık, anne, baba veya yakınlarının fark edebileceği kadar ileri düzeyde olmayabiliyor. Hatta bazı şaşılıklar muayeneyle bile tespit edilemeyebiliyor ve ileri incelemelere başvuruluyor. Şaşılıkların bir kısmı uygun gözlük camıyla düzeltilebiliyor. Kapama tedavisiyle de kayan gözün daha iyi odaklaması sağlanabiliyor.
Yalancı Şaşılık
Şaşılığı taklit eden durumlar “yalancı şaşılık” olarak adlandırılıyor. Örneğin; göz kapaklarında oluşan bozukluklar ya da burun kökünün basık olması gibi durumlarda yalancı şaşılık gelişebiliyor. Gereksiz endişe ve tedaviden korunmak için yalancı kayma ile gerçek kaymanın ayırıcı tanısının dikkatle yapılması gerekiyor.
Göz tembelliği
Göz tembelliği; görme sinir tabakası üzerine düşen görüntünün bulanık olmasına yol açabilecek bir hastalık nedeniyle görme sinirinin tam olarak gelişmemesi sonucu ortaya çıkıyor. Tek gözde kırma kusuru, tek gözde kayma, bebeklikte uzun süren kapak problemleri (doğuştan görme eksenini örten kapak düşüklüğü, enfeksiyon veya travma kaynaklı kapak ödemi) göz tembelliğine yol açabiliyor.
Göz tembelliği, genellikle tek bir gözde gelişiyor ve bu yüzden aileler veya yakınları tarafından kolaylıkla atlanıyor. Fark edildiğinde ise, çoğunlukla tedavide çok geç kalınmış oluyor. Beynin görme algısı 8-9 yaş civarında gelişimini tamamlandığı için göz tembelliğinde erken tanı, tedaviden başarılı sonuç alınabilmesi için çok önemli. Aksi halde göz tembelliği kalıcı bir sorun haline dönüşebiliyor. Göz tembelliği varsa, görme sinirinin daha iyi çalışması için uygun gözlükle beraber bir gözü kapama tedavisi uygulanıyor.
Kırma kusurları
Kırma kusurları çoğunlukla genetik geçişli oluyor. Televizyonu yakından izlemek, bilgisayar kullanımı ve kitabı yakından okumak mevcut kırma kusurlarını ortaya çıkarabiliyor ve veya ilerletebiliyor. Kırma kusurları 3 şekilde görülüyor:
- Miyopi: Uzağı bulanık görmek.
- Hipermetropi: Yakını net görememek.
- Astigmatizma: Göz yuvarlağı çaplarının düzensiz olması sonucu uzak ve veya yakını gölgeli görmek.
Kırma kusurunda (miyopi-hipermetropi veya astigmatizma) gözlükle en iyi görme seviyesi sağlanıyor.
Düzenli göz muayenesinden geçmek önemli
Çolakoğlu, çocukların hangi sıklıkta göz muayenesinden geçmesi gerektiğini de şöyle sıralıyor:
- Her bebek, risk faktörü olsun ya da olmasın, doğumdan sonraki ilk 6 ay içinde mutlaka göz muayenesinden geçmeli.
- İlk muayenesinde herhangi bir sorun tespit edilmeyen çocuk, yaklaşık 2.5-3 yaş civarında tekrar göz muayenesi olmalı.
- En geç 3 yaşında muayene olduğunda bir problem tespit edilmemişse 5 ve 7 yaşında tekrar değerlendirilmeli.
- Okul başladıktan sonrada da yılda bir kez göz muayenesi olmalı.