Konuşmacı: Çiğdem Maner
Düzenleyen: İş Kültür Yayınları
Tarih: 19.11.2012
Çiğdem Maner çocuklar ile, arkeolojinin ne olduğu, yazı olmadan önce nasıl iletişim kurulduğu, mağaradan yerleşik düzene geçiş süreci ve “Tarih Canavarı” kitaplarından “Hititler”, “Mezepotamya” hakkında interaktif bir anlatım yaptı:
Yazı olmadan önce, insanlar resimler ile iletişim kuruyordu. Hayvanların evcilleştirilmesi, insanların korunma, et, süt, ulaşım, yün elde etme, giyecek ihtiyacını karşılama arzusu ile başlıyor. Dünyadaki 6000 hayvan türünden, sadece 15’i evcilleştirilmiştir. İlk evcilleştirilen hayvan; köpektir. Köpekler, akıllı ve sadıktır, insanların en iyi dostudur. Evcilleştirmeleri ile, mağaraların önünde nöbet tutmaları sağlanmıştır.
Mağaradan yerleşik düzene geçiş; ilk köylere geçilmesi, tarımın başlaması, havyaların evcilleştirilmesi ile gerçekleşti. Avcı topluluktan yerleşik hayata geçilmesi, şehirlerin kurulması, yazıya geçiş Mezopotamya’da gerçekleşti.
Ulaşım için ilk kullanılan hayvan; eşektir. Asurlular 4000 sene önce, Kayseri’de ticareti kurmuşlardır ve mallarını, çok dayanıklı bir hayvan olması nedeni ile, eşek ile taşımışlardır. O döneme ait tabletlerde, eşeğin hangi yemeği sevdiği-sevmediği, hastalanınca ne yapılacağı gibi bilgileri içeren tıp anlatıları vardır. Bu konuda 100’e yakın tablet bulunmuştur. Veterinerin olmadığı bir dönemde, hayvanlar ile kendileri ilgilendiği için, detaylı anlatımlar yapabilmişlerdir.
Arkeolog, farklı bilimlerden yararlanarak her şeyi bilen kişidir. Antik dönem, Yunan, Anadolu, Mezopotamya, tarih öncesi dönem gibi çeşitli alanlarda çalışabilir. Kemikleri inceleyerek yaşı, boyutu bilebilir, tarihlendirme için kimya ve fizik, biyoloji gibi bilimlerden yararlanır, bir dönemde hangi hayvanların yaşamış olduğunu, neler yediklerini öğrenebilir.
Örnek olarak, ilk kafatası ameliyatının 5500 sene önce, Sivas’ta yapıldığına dair bulgulara ulaşılmıştır. Kazılarda, ciddi bir ameliyat olduğu görülüp, tıp aletleri ve ameliyat aletleri bulunmuştur. Bu veri, dünyadaki ilk tıp merkezini , ilk doktorunun Sivas’ta olabileceğini gösteriyor.
Küçük yaşta oluşan bilim merakı, hayat boyu devam eder. Bu alana ilgi duyan çocuklar, Mardin Arkeoloji Müzesi’ndeki çocuk bölümünü ziyaret edebilirler. Kültürel mirasın korunması, ülkemizde var olan kaynaklara sahip çıkmak ve önümüzdeki nesle birikim bırakmak açısından oldukça önemlidir.
Hititler
Hititler çiçek, bulut, kıyafet, gök gibi her şeyi tanrılaştırıp inanmıştır ve “1000 Tanrılı Medeniyet” olarak bilinir.
Kızılırmak havzasında kurulmuş, sonra tüm Anadolu ve Suriye’yi ele geçirerek Babil’e inmiştir. Anadolu’nun ilk büyük medeniyeti, imparatorluğudur. İmparatorluk, bir ülkenin başka ülkelerin alanlarını kendi içine alması ile oluşturulur.
Hititlerle ilgili en önemli eserler Ankara’da, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.
Yazıyı, kil üzerine yazmışlardır. Kil üzerine yazdıkları yazıları, güneşte kurutarak saklıyorlardı. Çok önemli metinleri kalıcı olmaları için, ateşte yakıyorlardı.
Deyimlerin de, o dönemlerdeki yaşanmışlıklardan ileri geldiğini düşünüyorum. Mesela “ağzından damlıyor”; Hititler savaşa çıkmış, Kral Tanrı’ya (heykele) savaşı kazanıp kazanamayacaklarını sormuş ve Tanrı’nın ağzının kenarına güzel şeyler söylemesi için bal sürmüştür.