Uçurtmanın, her dilde ayrı bir adı olmasına rağmen (uçurtma, drachen, vlager, kite vs.) genelde bilinen adı ‘kite’dir. Kite ismi İngilizcede adı ‘kite’ olan zarif bir yırtıcı kuştan olan çaylak kuşundan gelmektedir.
Uçurtma, bir ipe bağlı olarak uçurulan oyuncak, üstü kâğıt, naylon ya da ipekle kaplı tahta bir iskeletle bunun ucunda dengeyi sağlayan bir kâğıt kuyruktan oluşur. Ancak denge düzeneği uygun düzenlenmişse kuyruksuz da uçabilir. Eşkenar üçgen, altıgen, dörtgen gibi geometrik şekillerde ya da balık, kuş, yılan, ejderha, kelebek lamba şeklinde yapılabilir.
Uçurtma sadece rüzgârda havalanır, yönünü rüzgâr ve uçurtmanın ipini elinde bulunduran ayarlar. Uçurtmanın yapacağı hız, varacağı yükseklik, havada çizeceği şekiller, düşmesi ve kalkması onu idare edenin yeteneğiyle uçurtmanın yapılış şekline bağlıdır.
İlk uçurtmanın neye benzediğini hiç kimse bilmemektedir. Ancak tarihçilerin geneli, çeşitli bilgi ve belgelere dayanarak, ilk uçurtmayı 3000 yıl evvel Çinlilerin uçurduğunu ve Çin’in Weifeng şehrinin uçurtmacılar başkenti olduğu ifade ederler.
Uçurtmalar, bütün Asya’da dini ve askeri amaçlar için ve eğlenceye yönelik kullanılmıştır. Uçurtma ilk olarak M.Ö. 196’da, Çin generali Han Hins tarafından düşman ile aradaki mesafeyi ölçmek amaçlı kullanılmıştır. Yapılan araştırmalara göre Çin ordusu savaş esnasında uçurtmalara bağladıkları hortumlarla, uçurtmayı düşman kuvvetlerinin tepesine göndermişlerdir. Esen rüzgârın etkisi ile hortumdan çıkan rüzgâr ve ıslık sesleri düşmanı korkutmuş ve panikletmiştir.
Uçurtma, özellikle Uzakdoğu da Çin, Japonya, Taiwan ve Endonezya’da halkın en eski yöresel eğlencelerinden biri olmuştur. Uçurtmanın uzak doğu tarihinde çok önemli bir yeri olduğu şüphesizdir.
Bunlara şu örnekleri verebiliriz:
* Çeşitli savaşlarda haberleşme, düşmanı korkutma ve gövde gösterisi yapma aracı,
* Köylülerin hasat mevsiminde eğlence ve bolluk olması için tanrılara yakarış aracı,
* Yeni doğan bebeklerin üzerinden kötü ruhları kovma aracı,
* Karada otururken, dev balıkları havadan yakalama aracı gibi pek çok etkinlikte kullanıldığı bilinir.
Çin’de doğup uzak doğuda hızla yayılan uçurtma ünlü kâşif Marco Polo tarafından Malaya adalarından satın alınarak, Hollanda’ya götürülmüş ve bu şekilde Avrupa ülkeleri uçurtmayı tanımış burada da sevilerek hızla yaygınlaşmıştır. Avrupa’ya ulaşan uçurtma burada ciddi bir değişim geçirerek çift ipli, dört ipli uçurulmak suretiyle havada şekiller çizen gösteri uçurtmaları haline dönüştürülmüştür.
Avrupa ve Amerika’da da aynı uzak doğuda olduğu gibi, uçurtma eğlencenin de ötesinde çeşitli etkinliklerde kullanılmıştır.
Bunlara ise şu örnekleri verebiliriz:
*1884 de Guglielmo Marconi Atlas Okyanusu’nun bir kıyısından diğerine yaptığı radyo yayınlarında uçurtmayı anten yükseltmek için kullanmıştır.
*1749’da Alexander Wilson, yerden yukarıya doğru yükseldikçe hava sıcaklığındaki değişiklikleri saptamak amacı ile uçurtmaları kullanmıştır.
*1752’de Benjamin Franklin, yağmurlu havada uçurtmayı kullanarak uçurtmanın ipine bağladığı metal anahtara yıldırımın düşmesiyle yıldırımın doğal bir elektrik kaynağı olduğunu ispatlamıştır. Ancak yıldırım çarpmasından sonra hayatta nasıl kaldığı sorusuna tarihçiler hala cevap verememektedir.
*1847 yılında Kanada ile Amerika arasında bulunan Niagara nehri üzerine kurulacak olan asma köprünün ipleri, kıyıdan kıyıya uçurtmalar vasıtası ile taşınmıştır.
*1890 yılında William Eddy 'nin yaptığı uçurtmalar, Meteoroloji bilimi için ve hava tahmini için kullanılmaya başlanmıştır.
*İlk en eski uçurtmalar, tek bir düzlem üzerine yapılı olan klasik uçurtmalardır. Her ne kadar bu uçurtmalar çok farklı şekil ve büyüklükte olabiliyorlarsa da ana dizayn fazla geliştirilememiştir. Ancak Eddy'nin uçurtma üzerindeki sabit parçaları güçlendirmesi ve bu parçaları artırması, uçurtmaları tek düzlemden 2 boyutlu ve üç boyutlu düzlemlere çıkarmıştır.
*İlk kutu şeklinde uçurtma 1893 yılında Avustralya’da William Hangreve tarafından yapılmıştır ve bu uçurtmanın kaldırma kuvvetinin tek düzlemli uçurtmalara göre daha iyi olduğu görülmüştür. Yine 1893 yılında Hagreve'in kutulardan oluşan tren şeklindeki uçurtması ile yeterli kaldırma kuvveti sayesinde insanın ayağını yerden kesmeyi başarmıştır ve böylelikle Wright kardeşler rüzgâr performansını test ederek ve kutu uçurtmadan da esinlenerek ilk uçağı tasarlamışlardır.
*Alexander Grahambell aşırı büyük üç boyutlu kutu uçurtmaları kullanarak insan taşımayı başarmıştır ama bu çalışmalarını sadece deney istasyonunun yanındaki nehri kıyıdan kıyıya geçmek amaçlı kullanmıştır. Grahambell kutu uçurtmadan esinlenerek ilk hidrofil botu yaratırken, Wright kardeşlerin uçak dizaynı çalışmaları 1. Dünya savaşı sonuna kadar devam etmiştir.
Buna benzer örnekleri çoğaltmak elbette mümkündür. Ancak daha sonra gelişen teknoloji ile uçurtma kendini bu tür deneylerden kurtarmış ve sadece eğlence aracı olarak günümüze kadar gelişerek ulaşmıştır.