Okula Alışma Süreci

Yeni eğitim-öğretim yılıyla birlikte taze zihinleri hayata hazırlayan bir dönem daha başlıyor. Milyonlarca öğrenci sınıflardaki yerini alırken, öğrencilere ilköğretim aşamasında kazandırılan özgüven, bilgi ve beceriler, sorumluluk sahibi sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri açısından büyük önem taşıyor. İyi bir eğitim hayatına başlangıç ise okuldaki ilk günden başlıyor. Özellikle okula yeni başlayan çocukların, hayatlarındaki bu önemli değişime alışmaya çalışırken yaşadığı sıkıntılar ve korkular, eğitim hayatının başından itibaren derin izler bırakabiliyor. Çocukların okula başlamadan önce hazırlanma aşamasında ise en büyük görev yine ailelere düşüyor.

Okula hazırlık döneminin önemi hakkında görüşlerini bildiren Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Görevlisi Psikolog Hande Sinirlioğlu Ertaş, çocukların okula hazırlık ve alışma döneminde ailelere olduğu kadar öğretmenlere de önemli görevler düştüğüne değiniyor.

Psikolog Hande Ertaş; “Pek çok yerde okula yeni başlayan çocuklarda sıklıkla gördüğümüz bir sahne var. Heyecanla ve sevinçle koşup sınıflarına giren çocukların yanı sıra ağlayan, annelerinin dizlerine sarılıp kopamayan, derse girse bile kaçıp gitmek isteyen, yerinde duramayan çocuklar oldukça fazla…

Okula başlamadan önce çocuklarımızın okul olgunluklarından yani zihinsel ve sosyal olarak okula hazır olup olmadıklarından emin olmakta fayda var. Ana sınıfları bu süreç için idealdir. Çocuklar kurallı ve öğretim odaklı bir yaşama geçiş süreci yaşamaktadır. Çocuklarımızın okul öncesi süreçte bireyselleşmesinin desteklenmesi, küçük yaşlardan itibaren özgüvenin ve sosyal iletişim becerilerinin arttırılmasına yönelik yönlendirmeler çok önemlidir. Bu şekilde çocuğumuzu okula hazırlayabiliriz.
Okula gidiş konusunda bir önceki yaz dönemi süresince olumlu ve heyecan uyandırıcı konuşmalar, okulda yaşanacak olumlu gelişmeleri çocuklarımıza anlatmak gibi eylemler, başlangıç için faydalı olacaktır.  Öte yandan küçük yaştaki çocuklar okula gidip iyi bir eğitim almaktan daha çok yeni çanta, kalem, önlük gibi araç-gereçlerle daha çok ilgilenecektir.  Bu nedenle okuma-yazma öğrenme hevesi de pekiştirilerek, ileride okuyabileceği renkli kitaplar önüne serilebilir.

Diğer taraftan öğretmen ile işbirliği okulun ilk yılında çok önemlidir. Okula başlama sürecinde çocuğumuzun korku ve kaygıları var ise, öncesinde ve sonrasında anneye aşırı bağlılık ve/veya okul fobisi geliştiyse öncelikle bu konuda öğretmen ile mutlaka işbirliği yapılmalıdır. Okul fobisi kendini gösterdiğinde ve ailenin çabaları sonuçsuz kaldığında çocukta, öfkede artış, uyku, tik sorunları, alt ıslatma gibi problemler olabilir. Okul fobisi ciddi bir durumdur. Bir veya iki haftalık uyum süreci tamamlandıktan sonra devam eden sorunlarda uzmana danışılmasında fayda vardır. Zira okul fobisinin sosyal fobiye dönüşümü olduğu bilinmektedir. Araştırmalara göre okul fobisi olan çocukların yüzde 40’ında sosyal fobi bulunmaktadır. Okula gitme konusunda sıkıntı yaşanıyorsa, çocuğun karnı ağrıyor, ağlamaları oluyorsa, anne-babalar bu konuda net olarak kesin bir şekilde çocuğun okula gitmesini sağlamalıdır.

Çocuk okul konusunda yüreklendirilerek güven duygusu desteklenmelidir. Çocuğun kendine güveninin yanı sıra ebeveynlere güveni de önemlidir. Çocuk anne-babasına geri döneceği konusunda garanti arar. Okula gitmeden önce yapılan uzun vedalaşma seremonileri çocuğun uzun süreli bir ayrılık kaygısını tetikleyeceğinden, kısa bir veda yeterlidir. Çocuk okula gitmek istememesi konusunda suçlanmamalı, durum büyük bir problem haline getirilmemelidir. Aksine çocuğun bu korkusu paylaşılmalı, çocuk anlaşıldığını hissetmelidir.

Bunun yanında çocuğa bireysel sorumluluklar verilerek özgüveni artırılabilirken, sosyal becerilerini geliştirme açısından okul dışı grup aktiviteleri de desteklenebilir. Okul fobisi geliştiren bir çocuğa okul ve öğretmenin de yaklaşımı önem kazanır. Çocuğun okulda yalnız hissetmesi engellenerek, özgüvenini geliştirme açısında basit sorumluklardan başlayarak ağır görevlere doğru gidilmelidir. Çocuk yapamayacağını düşündüğünde geri çekilecektir, bundan dolayı olumlu motivasyon ve okula özendirme çalışmaları daha yerindedir. Çocuğun sınıfa katılımı aşamalı olarak gerçekleştirilebilir, ancak çocuk mutlaka okula gelmelidir.”