Yapım Hakkında

Aynı kurt sürüsüne dahil olsalar da Lionsgate ve Crest Animation yapımı animasyon macera Alpha And Omega’nın baş karakterleri Kate ve Humphrey, birbirlerine ancak bu kadar zıt olabilirlerdi. Kate bir alfa kurdudur; güçlü, sürüsü için avcılık yaparak yemek bulmaktan sorumlu bir dişi kurt. Humphrey ise bir omega kurttur; her daim espri yapmaya hazır bir kurt. Onun işi eğlenceli olmak. Humphrey ve Kate kaçırılıp Idaho’ya bırakıldıktan sonra eve dönmeye çalışırken ve kendilerini tehlikeli bir yolculuğun ortasında bulmuşken, Kate’e yardımı dokunacak tek şey Humphrey’nin şakaları ve işe yaramazlığıdır.

“Kate ve Humphrey eve dönmek için kilometrelerce tehlike dolu bir yolu katetmek durumundalardır,” diyor Humphrey’yi seslendiren oyuncu Justin Long “Hayatlarının macerasını yaşıyorlar.” “Aynı zamanda ikilinin ergenliğe geçişleri,” diyor Kate’i seslendiren Hayden Panettiere. “Yolculuk ikiliyi, kendilerinin de beklemediği şekilde olgunlaşmaya zorluyor.”

Open Season’ın senaristi ve yaratıcısı, kendisi de Idaho’lu olan Steve Moore, Idaho Çölü’nde soyu yeniden canlandırılmaya çalışılan kurtlarla ilgili bir makale okuduktan sonra fikri buluyor “Kanada’da kurtları yakalayıp, Idaho’da serbest bırakıyorlardı ki, burada üresinler,” diye anlatıyor. “Ben de şöyle düşündüm, ‘ya yaptıkaları eline yüzüne bulaştırmaksa? Ya çiftleştirilmeye çalışılan eşler birbirinden nefret ederlerse? Afrıcan Queen’deki Humphrey Bogart ve Kate Hepburn gibi birbirlerinin tam zıttılarsa ve onları bir başlarına ta Idaho’ya bırakmışlarsa?”

“Kate, Humphrey’nin eğlence düşkünü bir omega olduğunu düşünüyor,”diyor yardımcı yönetmen Anthony Bell “Humphrey sürünün komedyeni olmaktan gurur duyuyor. Kate ise daha büyük emellerle büyümüş; sürünün gelecekteki lideri olmak ve düşman sürünün Alpha kurduyla evlenmek.”

Tüm zıtlıklarına rağmen Kate ve Humphrey, eve dönmeye çalışırken yaşadıkları inanılmaz macera sırasında karşılaştıkları zorluklara karşı beraber savaşıyorlar. Bu macerayı iikiliyi biraraya getiriyor ve alfalarla omegaların evlenmesini katiyen yasaklayan kurt yasalarını zorlamalarını sağlayacak cesareti bulmalarını sağlıyor.

“Senaryoyu ilk okuduğumda, aile ve engelleri yıkma teması çok ilgimi çekti” diyor yardımcı yönetmen Ben Gluck. “Bir animasyon filmi için fazla sofistikelerdi. Ayrıca senaryo hem duygusal hem de komikti.” Yapımcı Richard Rich ekliyor “Senaryo üzerine çok çalıştık ve bu yapıda nerelerde insanların kalbine kazınacağını; aksiyon ve komediyi birarada sunabildğimizi biliyorduk. Yapım süresince bu iki elementi sürekli canlı tuttuk ki sonunda elde ettiğimiz sıkı, komik ve iç açıcı, sıcak hikayeye ulaşabilelim.”

“Bu projenin herkese, ailelere sıcak gelmesini istiyorduk ki senaryomuz bunu gerektirecek tüm öğelere sahipti.” diyor yapımcı ve Lionsgate Başkan Yardımcısı Ken Katsumoto. “Çocuklar hayvanlar alemini seviyorlar, erkekler daha çok macera ve fiziksel komedi kısmını, kızlar da güçlü dişi karakterleri ve duygusallığı; yetişkinler de aile dinamikleri ile bağ kuruyor ve hikayedeki genel entellektüelliğe ilgi duyuyorlar. Aile boyu eğlence sağlayabilecek tüm öğelere sahip.”

Yerinde bir senaryo ile yola çıkan Bell ve Gluck sonraki aşamada seslendirme için yetenekli ve karizmatik oyuncuları seçmeye odaklandı. “Filmde performanslar – hem animasyon karakterlerin, hem de seslendirme yapacak oyuncuların – kendini göstermesini istedik,” diyor Bell. “Oyuncular işe bir ayrıcalık ve performanslarına da bir incelik katıyorlar ve biz de bunu animasyon karakterlerimizle birleştirebiliyoruz.”

Humphrey’yi seslendirmesi için yapımcılar son dönemde He’s Just Not That Into You, Live Free Or Die Hard ve Dodgeball filmleriyle ön plana çıkan Justin Long ile anlaştılar. “Diyebilirm ki Humphrey tam bir haylaz,” diyor Long. “Kışkırtıcı bir tip ve yaşamın kendisini çok seviyor. Hayat dolu, eğlenmeyi seven bir karakter.”

“Justin Long işe atılmasıyla bu karaktere hayat verdi.” diyor Gluck. “Doğaçlama komedi konusunda çok becerikli ve repliklerini motamot okumak yerine, karaktere bambaşka bir ruh kattı.” Kate’e ses veren Hayden Panettiere karakterin sert tutumunu daha sıcak bir yanla tamamlıyor. “Kate kurt sürüsünün liderinin kızı” diyor . “Güçlü ve sert bir karakter. Bir avıc. Ve sorumluluklarını çok ciddiye alıyor.”

Bu sorumluluklardan birisi de Garth ile, diğer sürünün lideri, ile evlenmesi ve böylece iki sürünün birleşmesini, böylece iki grup arasındaki bölge sorunlarının çözülmesi; Kate her ne kadar Garth’a aşık olmasa da… Panettiere şöyle ekliyor, “Şöyle bir ikilem yaşıyor, ‘Tamam bu sorumluluğu sürüm adına almam gerekiyor ama istediğim bu değil…”

“Hayden, Kate’e gerçekten hayat verdi.” diyor Katsumoto. “Karakteri güçlü ama ilişkilendirilebilir kılabildi ve onu genç kızların ilham alabileceği bir forma soktu. Aynı zamanda rolüne bir derinlik ve incelik de kattı.”
Daha önce de canlandırdığı kışkırtıcı rollerle bilinen Christina Ricci, Lilly adıyla, Kate’in genç ve utangaç kızkardeşi ve Humphrey gibi omega kurdu olarak karşımızda. “Lilly’nin bana benzer hiç yanı yok” diye itirafta bulunuyor. “Sessiz, narin ve saf bir tip. Ama onu seslendirmekten gerçekten keyif aldım.”

İlk ses kayıt denemeleri sırasında Ricci ve yönetmenler onun sesinin Panettiere’inkine ne kadar benzediğini farkettiler. Bir fark yaratılmalıydı ve Ricci denemelere başladı ve genelde ailesiyle şakalaşırken kullandığı “bebek sesi”ni denedi. Gluck anlatıyor, “Karaktere biraz saflık kazandırdı, biraz içine kapanıklılık da ve bu karakteri çekici ve benzersiz bir hale büründürdü.

Kate ve Humphrey, Kanada’dan Idaho’ya gitmeye çalışırlarken, Lilly’nin görevi Kate dönene kadar alpha-kurdu Garth’a arkadaşlık etmek idi ki bu da beklenmedik ve yine zıt kutupların biribirini çektiği romantizm kattı.

“Garth onun saf salaklığını ve çekimser halini çok çekici buluyor ve aşık olmaya başlıyor,” diyor oyuncu Chris Carmack (“The O.C.,” “Related”) kendi seslendirdiği karakter için. “Aşka neyin kıvılcım verebileceği ve neyin sürmesini sağlayacağı konusunda hoş bir hikaye. Kiminle olman gerektiği ya da kiminle yakışık alacağınla ilgili bir hikaye değil. Kiminle iyi olduğuna dair. Ve bu türden bir aşk hikayesini geliştirmek de zaman alıcı.”

Yetenekli oyuncular Danny Glover ve Dennis Hopper (Mayıs 29, 2010’de ölümünden önceki son rollerinden biri olarak) de iki düşman kurt sürüsünün liderleri olarak yer aldılar. Kate’in babası Winston rolünde Glover tutku ile birleşen bir otoriter hava katıyor. “Asil ve karizmatik bir tipleme.

Hopper’ın Tony karakteri de aynı zamanda hem kötü hem de sempatik olma halini çok iyi kotarıyor. “Bu ikili hali yakalayıp, orataya koymada ve karakteri inandırıcı kılma konusunda bir harikaydı.” diyor Bell.

Sergileyecekleri role dair görsel referansları olmayan oyuncular beklenmedik bir zorlukla karşılaştılar; karakterlerinin düşünceleri ve hisleri için gerekli herşey için yalnızca sesleriyle le iletişim kurma gerekliliği. Gluck ekliyor, “Duyguyu ön plana çıkarmanız gerekn bir repliğiniz varsa, bunun tek karşılığı sesiniz. Bu da çok ama çok zor bir şeydi fakat oyuncularımızın hepsi bunu verebildiler.”

Oyuncular kayıt aletinde sahnelerini tek tek kaydettikleri için, karşısında başka bir oyuncu olmadan replik ve tepki vermeye de alışık olmak durumundalardı. “Başka oyuncularla çalışmaya alışığım ama stüdyoda bu şansınız olmuyor. Boşluğun ortasında, kendinizle yaptığınız bir oyunculuk.” diyor Carmack. “Böylelikle birçok farklı varyasyon da yapabiliyorsunuz, ve sonunda miksaj kısmında hepsinin güzel olmasını ümid ederek bekliyorsunuz.”

Bu zorluklarına rağmen oyuncular yine de bunu sette uzun saatler bulunmanın getirdiği zorluklara tercih ediyorlar “Tamamen kendiniz olabildiğiniz, makyajsı, kostümsüz gidebildiğiniz bir yerde, kendi kıyafetlerinle performansını sergileyebilmek güzel.” diyor Ricci.

“Oyuncuyu özgür kılan bir deneyim.” diyor Glover da. “Gülünç davranabilirsiniz ki ben gülünç olmayı severim.”

“Tam anlamıyla bir işbirliği,” diye ekliyor Panettiere. “Yönetmenlerle bir çok kez orada burada maskaralık yaptığımız, kendi aramızda eğlendiğimiz oldu. Kamera karşısında olduğunuzdan daha fazla yer alabiliyorsunuz işin içinde”

Bu deneyimlemeye açık, özgürletici durum filmin komik ikilisi için de anahtar görevi gördü. Marcel ve Paddy; Kanada Fransızcası konuşan kaz ve İngiliz aksanlı Kanadalı ördeğin arasındaki bitmek bilmeyen golf tartışmalarına sahne oldu. Bell ve Gluck, oyuncular Larry Miller ve Eric Price stüdyoya gelip işin içine girene kadar bu iki karakteri nasıl şekillendireceklerini tam çözememişlerdi. “Karakterlere farklı bir yorum getirdiler ve birbirlerine doğaçlama yanıtlar vermeye başladılar.” diyor Gluck. “Onların bu yaptığına bağlı kalarak karakterleri yeniden yazdık. Kendimiz de o kadar gülüyorduk ki, gülmekten devam edemiyorduk.”

Alpha And Omega, Hindistan merkezli bir yapım sütdyosunda yapılıp, Los Angeles’taki Crest Animation Productions’a uydu üzerinden gönderilerek tamamlanan ilk 3D animasyon film olma özelliğine sahip. Çoğu animasyon film için, yapım aşamasında dünya etrafında birçok animasyoncu ile taşeron usülü çalışılır ama bu film için Crest, Los Angeles ve Hindistan bazlı iki ofisten, LA’li film yapımcıları ve Hint yapım ekibi ile, görüntülü video ve telefon konferans ile filmi yapmayı başardı. Asıl ekip, eşi görülmemiş bir yapım sergilemek için iki ofis arasında gidip geldi de. “Crest India’nın enerjisi inanılmazdı,” diyor Gluck. “Gerçekten bir takım gibi çalışmak durumundaydık ve çok da işbirlikçi bir süreç oldu.”

Çoğu animasyon filmin yapımı ve render’lanıp hazır hale gelmesi 3 yıla yakın sürerken Crest’in yüksek eğitimli animasyoncuları filmi yarı zamanda bitirmeyi başardılar. Bu kadar uzak mesafeden iletişim sağlayabilmek için yönetmenler sahneleri canlandırıp Hindistan’a gönderiyorlardı ve oradaki ekip de bunu referans oalrak kullanıyordu. “Animasyoncular bu sahneleri tekrar tekrar izliyorlardı ve tüm ayrıntıları, yüz ifadelerini yakalamaya uğraşıyorlardı,” diyor Rich. “Bu animasyonculara geniş bir fikir veriyordu ve istediğimizi elde etmede çok yardımcı oluyordu.”

Gerçekliği yakalamaya çalışan çoğu 3-D animasyon filmin aksine, Gluck ve Bell daha resimsel bir görünümü tercih ettiler.. “İzleyicinin daha önce görmediği bir stil aradık ki gerçekten canlı bir tablo izler gibi hissetsinler,” diyor Bell. “Benzersiz görünecek daha grafik kurt karakterler yarattık. İnsanların ‘Vay, bu çok güzel ve içinde olmak isteyeceğim bir dünya” diyeceklerini ümid ediyoruz.”

Alpha And Omega hikayenin geçtiği inanılmaz güzellikteki doğal güzelliği de en iyi şekilde kullanıyor ve inanılmaz dağ, göl ve geniş ova manzaralarıyla süsleniyor. Bu mükemmel mekanları birbirinden farklı karakterlerle doldurmak da Bell ve Gluck’ün başarısı oluyor. “Dümdüz bir çizginin, canlı, nefes alan bir karaktere dönüümünü izlemek inanılmaz bir şey.” diyor Bell. “İzleyicinin de duygusal oalrak bağlandığını görmek, işte bu daha da inanılmaz.”