Yaşar Kemal’in “Çok iyi bir roman yazsaydım bu kadar sevmezdim” dediği kitap, şimdi Yapı Kredi Yayınları tarafından ‘Çocuklar İnsandır’ başlıklı özel bir baskıyla okurla buluşuyor.
1975’te, Cumhuriyet gazetesinde Ara Güler’in fotoğrafları ve Turhan Selçuk’un çizimleriyle yayımlanan ve 1978’de ‘Allahın Askerleri’ adıyla kitaplaşan bu röportaj dizisi, şimdi gazetedeki özgün sunumuyla basılıyor. Yapı Kredi Yayınları’nın 4000. başlık kitabı olma özelliğini de taşıyan ‘Çocuklar İnsandır‘, savaş, açlık ve yoksullukla yoğrulmuş dünyamızda acılarla büyüyen küçük insanları ve onların küçük omuzlarındaki büyük yükleri anlatıyor.
Yaşar Kemal, 1975 yılında İstanbul’un sokak çocuklarını bir röportaj serisiyle anlatmıştı. Surların altında, çamurun içinde, karanlık sokaklarda masalları vardı bu çocukların. Büyük Usta’ya “Kaç Yaşar Amca, karanlık kavuşuyor” diyen çocukların masalında ‘çocuk-büyük eşitliğini’ getirecek ve kendilerini kurtaracak bir devrim bekleniyordu. Aradan 38 yıl geçti. Türkiye, İstanbul, bütün sokaklar değişti ama bekledikleri devrim gelmeyen sokak çocukları hep orada kaldı, sayıları arttı. Büyük ustanın da dediği gibi “Dünyanın bir ucunda kaldı o çocuklar. ”
Gazetedeki tefrikasına uygun olarak ve Turhan Selçuk’un çizimleri ve Ara Güler’in arşivde bulunabilen fotoğraflarıyla birlikte ilk kez yayımlanan ‘Çocuklar İnsandır’, ancak çok usta bir yazarın öngörüsü ve sezgisiyle kaleme alınabilecek röportajları bir araya getiriyor. Yapı Kredi Yayınları’nın 4000. başlık kitabı olma özelliğini de taşıyan bu özel baskıda ayrıca 13 Eylül 1975 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan, Kemal Özer’in Yaşar Kemal’le yaptığı “Neden çocuklar insandır?” başlıklı röportaja da yer veriliyor.
“İnsan, evrende gövdesi kadar değil gönlü kadar yer kaplar”
Kemal’in, 1970’lerde sokak çocuklarıyla yaptığı röportajların bir araya getirildiği bu kitap, röportajın ne kadar çarpıcı bir edebi tür olduğunu göstermesi bakımından önemli bir örnekti. Kundura boyacılarının, yankesicilerin, hırsızların, katillerin, kaçakçıların, surların dibinde çamur içinde yaşayanların, kendi gölgesinden bile korkanların ve gözüpeklerin; müthiş bir yoksulluğun, itilmişliğin, ötelenmişliğin ayna gibi parladığı hazin ve sarsıcı bir kitaptı bu.
Peki, bir balık tutmak için bin balığı öldüren, küçücük bir toprak parçası için koskoca ormanı yakmaktan çekinmeyen bir toplumda bu hikâyelerin ne önemi olacaktı? Kemal Özer’in kendisiyle yaptığı bir röportajda belirttiği gibi, Yaşar Kemal bu çocukların kurtarılabileceğine inanır.
‘Çocuklar İnsandır’dan Tadımlık Parçalar
“Çocuklar en az bizim kadar ciddi adamlardır. Çocuklar oynar, biz oyuncaklarla oynamayız. Oysa her baba, hepimiz, her çocuk gibi oyuncaklıyız. Ben hala bu yanımda uçurtma uçururum ve büyük tad alıyorum bundan. Babalar uçurtmuyor da onun için onlarla uçurtmuyorum. Yoksa çocukların arasına karışma alçakgönüllülüğünü gösterseler, onlarla da uçururum.”
“Bana gelince, bir ay, bir aydan da daha çok bu çocukların yaşamlarına karıştım. Onlarla dost oldum. Bana çok güvendiler. İsteseydim onlarla birlikte arpacılığa, söğüşçülüğe, tufacılığa çıkabilirdim. Bu yaştan sonra artık bana yakışmaz, değil mi? Bunu çocuklara söyledim, kimi
güldü, kimi ciddiye aldı, kimi de anlayışlı davrandı. Onlara karışamayacağımın sebebini anladılar anlatmaya gerek kalmadan olgunlaşmış, anlayışlı çocuklardı. İçlerinde birkaç da ahmağına rastladım, şaşılacak şey, şaştım.”